HomeMakaleler

MİRAÇ MUCİZESİ

   MİRAC سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ

HAYIZLI KADININ MESCİDE GİRMESİ
Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan
UHDE Umre Kafilesi Samsunda

   MİRAC

سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ (1)

                    (Bir mekanda bulunmaktan ve her türlü acziyet vasfindan takdis ve) Tenzih o zat’a ki; bir gece (Muhammed) kulunu Mescidi Haramdan etrafını bereketli kıldığımız o Mescidi Aksa’ya götürmüştür

 

Ta ki ona (bir aylık yola bir gecede ulaşma,Beyti Mukaddesi ziyaret,bütün peygamberleri diri olarak görme, yedi kat semada onların makamlarına uğrama ve cemalimizi müşahede etme gibi) bazı ayetlerimizi gösterelim diye!  Muhakkak o semi ve basirdir.

(وتفصيل القصة) انه عليه السلام بات ليلة الاثنين ليلة السابع والعشرين من رجب كما سبق فى بيت أم هانى بنت ابى طالب واضطجع عليه السلام هناك بعد ان صلى الركعتين اللتين كان يصليهما وقت العشاء ونام ففرج عن سقف بيتها ونزل جبريل وميكائيل واسرافيل عليهم السلام ومع كل واحد منهم سبعون الف ملك وأيقظه جبريل بجناحه

            Rasulullah efendimiz aleyhisselam pazartesi gecesi Ebu Talibin kızı Ümmü Haninin evinde yatsıdan sonra iki rekat namaz kıldıktan sonra uyuyor, evin tavanı yarılarak içeriye Cebrail, Mikail, israfil aleyhimesselam iniyorlar. her birinin yanında yetmiş bin melek var. Cebrail aleyhisselam kanadı ile Efendimiz aleyhisselamı uyandırıyor.

(فقمت الى جبريل فقلت أخي جبريل مالك فقال يا محمد ان ربى تعالى بعثني إليك أمرني ان آتيه بك فى هذه الليلة بكرامة لم يكرم بها أحد قبلك ولا يكرم بها أحد بعدك فانك تريد ان تكلم ربك وتنظر اليه وترى فى هذه الليلة من عجائب ربك وعظمته وقدرته) قال عليه السلام (فتوضأت وصليت ركعتين) وشق جبريل صدره الشريف من الموضع المنخفض بين الترقوتين الى أسفل بطنه اى أشار الى ذلك فانشق فلم يكن الشق بآلة ولم يسل دم ولم يجد له عليه السلام الما لانه من خرق العادة وظهور المعجزات فجاء بطست من ماء زمزم واستخرج قلبه عليه السلام فغسل ثلاث مرات ونزع ما كان فيه من أذى ووضعت فيه السكنة ثم أعاد القلب الى مكانه والتأم صدره الشريف فكانوا يرون اثرا كأثر المخيط فى صدره وهو اثر مروريد

          Efendimiz aleyhisselam anlatıyor: Kalktım ve Cebraile sordum! Ey kardeşim cibril sana ne oldu neden geldin? Dediki: Ya Muhammed Rabbim beni sana gönderdi bana emretti ki bu gece seni ona götüreceğim Sana öyle ikram edecek ki senden önce ve senden sonra hiçbir kimseye nasip etmedi, etmeyecek.

                 Çünkü sen Rabbinle konuşmak ve onu görmek istedin. Bu gece rabbinin acayip işlerini, kudretini, azametini göreceksin dedi.Kalktım abdest aldım iki rekat  namaz kıldım.

                    Cebrail aleyhisselam Efendimizin çenesinin altından karnının altına kadar  yardı Yani işareti ile yarıldı aletsiz olarak. Efendimizde bir acı elem ve kan olmadan. Çünkü bu adet dışı bir mucize idi. Bir tas ile zemzem getirdi Aleyhisselam efendimizin kalbi şerifini çıkardı  üç kere  onu yıkadı; ondaki eziyetleri çıkardı. Ona sekineti koydu ve kalbi yerine iade etti. Göğsü şerifi iyileşti, yanlız dikiş izi gibi bir iz belli oluyordu göğsünde.

ووقع له عليه السلام شق الصدر ثلاث مرات- والمرة الاولى- حين كان فى بنى سعد وهو ابن خمس سنينوالمرة الثانية- عند مجيئ الوحى فى بلوغه سن أربعين ليحصل له التحمل لا عباء الرسالة- والمرة الثالثة- ليلة الاسراء وهو ابن ثنتين وخمسين ليتسع قلبه لحفظ الاسرار الالهية والكلمات الربانية

                     Efendimiz üç kere ameliyat geçirmiştir.

1-      Taifte süt annesi Halimenin yanında beş yaşında, çocuk oyunlarına meyletmesin diye.

2-      Kırk yaşında Peygamber olacağı zaman; Risaletin zorluklarına  tahammul etsin diye.

3-       İsra gecesinde elli iki yaşında, İlahi sırları, Rabbani kelimeleri muhafaza etsin Mevlayı görmeye dayanabilsin diye

 

وَلَمَّا جَاءَ مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنْظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَنْ تَرَانِي وَلَكِنِ انْظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ مُوسَى صَعِقًا فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ (143)

         Bu ayeti kerimede buyrulduğu gibi Musa aleyhisselam Rabbimizi görmek istemişti Mevla şu dağ dayanabilirse sende beni görebilirsin dedikten sonra azıcık dağa tecelli etti dağ paramparça olunca Musa aleyhisselam da bayılıp düştü. Efendimiz ise bizatihi kafa gözü ile Mevlamızı gördü bir şey olmadı  işte bu güç kuvvet ona verildi.

 

قال عليه السلام (فما رأيت دابة احسن منها وانى لمشتاق إليها من حسنها فقلت يا جبريل ما هذه الدابة فقال هذا البراق فاركب عليه حتى تمضى الى دعوة ربك فاخذ جبريل بلجامها وميكائيل بركابها واسرافيل من خلفها فقصدت الى ان اركبها فجمحت الدابة وأبت فوضع جبريل يده على وركها وقال لها أما تستحيين مما فعلت فو الله ما ركبك أحد أكرم على الله من محمد فرشحت عرقا من الحياء فقالت يا جبريل لم استصعب منه الا ليضمن ان يشفع لى يوم القيامة لانه أكرم الخلائق على الله فضمن لها ذلك)

          Efendimiz aleyhisselam anlatıyor:  Cebrail aleyhisselam bana bembeyaz bir binek getirdi; (şimşek gibi parlak olduğu için ona Burak dendi) Ondan daha güzel bir hayvan görmedim. Sordum ey Cibril bu nedir Oda bu Buraktır. Rabbinin davetine kadar bin ona dedi Cebrail gem’inden Mikail üzengisinden, İsrafil arkasından tuttular.Binmek istedim O kaçındı ve huysuzlandı Cebrail elini böğrüne koydu ve ona “yaptığından utanmıyormusun şimdiye kadar senin üstüne, Muhammed den Allaha daha olan kıymetli hiçbir kimse binmedi. Burak hayasından terledi ve şöyle dedi; Ey Cibril  ben ancak O, bana kıyamet gününde şefaat edeceğine söz versin diye kaçınıyorum çünkü O mahlukatın en hayırlısıdır. Efendimiz de ona söz verdi ve bindi.                

حتى بلغ أرضا فقال له جبريل انزل فصل هاهنا ففعل ثم ركب فقال له جبريل أتدري اين صليت قال (لا) قال صليت بمدين وهى قرية تلقاء غزة عند شجرة موسى سميت باسم مدين بن موسى لما نزلها فانطلق البراق يهوى به فقال له جبريل انزل فصل ففعل ثم ركب فقال له أتدري أين صليت قال (لا) قال صليت ببيت لحم وهى قرية تلقاء بيت المقدس حيث ولد عيسى عليه السلام وبينا هو صلى الله عليه وسلم على البراق إذ رأى عفريتا من الجن يطلبه بشعلة من نار كلما التفت رآه فقال له جبريل ألا أعلمك كلمات تقولهن إذا أنت قلتهن طفئت شعلته وخر لفيه فقال عليه السلام (بلى) فقال جبريل فقال عليه السلام (ذلك) فانكب لفيه وطفئت شعلته

            Biryere vardılar Cibril Efendimiz aleyhisselama; in iki rekat namaz kıl dedi. Öyle yaptı Cibril sordu nerede namaz kıldın biliyormusun Efenndimiz hayır buyurdu. Cebrail;burası Medyen denilen karyede Musa Alehisselam ın Mevla ile konuştuğu ağacın yanıdır.

           Binip giderken tekrar Cibril Efendimiz aleyhisselama; in namaz kıl dedi. Öyle yaptı Cibril sordu nerede namaz kıldın biliyormusun Efenndimiz hayır buyurdu. Cebrail;burası Beytulahim İsa aleyhisselamın doğduğu yerdir dedi. Bindik giderken cinlerden bir ifrit elinde bir ateş Efendimiz ne zaman kafasını çevirse onu görüyor Cebrail sana bir dua öğreteyim okursan onun ateşi söner, ağzı üzerine düşer dedi ve  öylede oldu.

 

O dua şudur:

 أعوذ بوجه الله الكريم وبكلمات الله التامات اللاتي لا يجاوزهن بر ولا فاجر من شر ما ينزل من السماء ومن شر ما يعرج فيها ومن شر ما ذرأ فى الأرض ومن شر ما يخرج منها ومن فتن الليل والنهار ومن طوارق الليل والنهار الا طارقا يطرق بخير يا رحمن

 

ورآى صلى الله عليه وسلم حال المجاهدين فى سبيل الله اى كشف له عن حالهم فى دار الجزاء بضرب مثال. فرأى قوما يزرعون ويحصدون من ساعته وكلما حصدوا عاد كما كان فقال (يا جبرائيل ما هذا) قال هؤلاء المجاهدون فى سبيل الله تضاعف لهم الحسنة بسبعمائة ضعف وما أنفقوا من خير فهو يخلفه

         Bir kavim gördü ki toprağa tohum atıyorlar anında hasat edilecek hale geliyor, hasat ediyorlar tekrar atıyorlar tekrar hasat ediyorlar böylece aynı hal devam ediyor. Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem soruyor nedir bu hal bunlar kimdir? Cebrail bunlar Allah yolunda cihad eden ve infak edenlerdir. Her yaptıkları ve verdikleri yediyüz katına katlanıyor.

                                                                    

ونادى مناد عن يمينه يا محمد أنظرني اسألك فلم يجبه فقال (ما هذا يا جبريل) فقال هذا داعى اليهود أما انك لو أجبته لتهودت أمتك اى لتمسكوا بالتوراة والمراد غالب الامة ونادى مناد عن يساره كذلك فلم يجبه فقال (ما هذا يا جبريل) فقال هذا داعى النصارى أما انك لو أجبته لتنصرت أمتك اى لتمسكوا بالإنجيل

        Yola devam ederken sağ taraftan birisi seslendi ya Muhammed bana bak senden bir şey isteyeceğim diye Efendimiz aleyhisselam iltifat etmedi bakmadı. Cibrile sordu bu kimdir ne istiyor? Cibril o Yahudilerin dağvetcisidir eğer ona iltifat etseydin ümmetinin çoğu Yahudi olacaktı dedi.

         Yola devam ederken sol taraftan birisi seslendi. Ya Muhammed bana bak senden bir şey isteyeceğim diye. Efendimiz aleyhisselam iltifat etmedi bakmadı. Cibrile sordu bu kimdir ne istiyor? Cibril o Hıristiyanların dağvetcisidir eğer ona iltifat etseydin ümmetinin çoğu  Kuranı bırakacak incile sarılıp Hıristiyan olacaktı dedi.

   

وكشف له عليه السلام عن حال الدنيا بضرب مثال فرأى امرأة حاسرة عن ذراعيها لان ذلك شأن المقتنص لغيره وعليها من كل زينة خلقها الله تعال فقالت يا محمد أنظرني اسألك فلم يلتفت إليها فقال (من هذه يا جبريل) فقال تلك الدنيا أما انك لو أجبتها لاختارت أمتك الدنيا على الآخرة ورأى صلى الله عليه وسلم على جانب الطريق عجوزا فقالت يا محمد أنظرني فلم يلتفت إليها فقال (من هذه يا جبريل) فقال انه لم يبق شىء من عمر الدنيا الا ما بقي من عمر تلك العجوز

   Bir darbı mesel ile dünyanın hali ona anlatıldı şöyleki: Bir kadın gördü, yakalamak isteyenin hali gibi kollarını paçalarını sıvamış şöyle diyor: Ya  Muhammed bana bak sana bir şey soracağım diye. Efendimiz aleyhisselam iltifat etmedi bakmadı Cibrile sordu bu kimdir ne istiyor? Cibril; o Dünyadır! eğer ona iltifat etseydin ümmetin dünyayı , Ahirete tercih edecekti dedi.

           Sonra yolun bir kenarında ihtiyar kocakarı gördü  : Ya  Muhammed bana bak sana bir şey soracağım diyordu Efendimiz aleyhisselam iltifat etmedi bakmadı Cibrile sordu bu kimdir ne istiyor? Cibril; o, Dünyanın bu ihtiyar gibi ömrünün azlığını ifade ediyor dedi.

 

وكشف له عليه السلام عن حال من يقبل الامانة مع عجزه عن حفظها بضرب مثال فاتى على رجل جمع حزمة حطب عظيمة لا يستطيع حملها وهو يزيد عليها فقال (ما هذا يا جبريل) قال هذا الرجل من أمتك يكون عنده أمانات الناس لا يقدر على أدائها ويريدان يتحمل عليها

  Efendimize darbı mesel ile muhafaza edemediği halde emanet almaya devam eden kimsenin hali keşfedildi şöyle ki: Bir adam odun yığını yapıyor kaldırmak için altına giriyor kaldıramıyor, dönüyor yığına biraz daha odun ilave ediyor kaldırmaya çalışıyor kaldıramıyor tekrar ilave ediyor….

      

وكشف له عن حال من ترك الصلاة المفروضة فى دار الجزاء فاتى على قوم ترضخ رؤسهم كلما رضخت عادت كما كانت فقال (يا جبريل من هؤلاء) قال هؤلاء الذين تتثاقل رؤسهم عن الصلاة المكتوبة اى المفروضة عليهم

Efendimiz aleyhisselama farz namazı kılmayanların hali keşfedildi: Kafası taş ile ezildiğinde pastırma gibi olan, yuvarlanan taş alınmaya gidilip gelinceye kadar eski haline dönen sonra tekrar  tekrar ezilen bir kavim gösteriliyor, bu hal nedir bunlar kimdir? diye sorduğunda Kıyamet gününde farz namazı terk eden kimselerin halidir deniliyor.

 

وكشف له عن حال من يترك الزكاة الواجبة عليه فاتى على قوم على

إقبالهم رقاع وعلى ادبارهم رقاع يسرحون كما تسرح الإبل والغنم ويأكلون الضريع وهو اليابس من الشوك والزقوم ويأكلون رضف جهنم اى حجارتها المحماة التي تكون بها فقال (من هؤلاء يا جبريل) قال هؤلاء الذين لا يؤدون صدقات أموالهم المفروضة عليهم

  Bir kavim gösterildi: Çıplaklar onların önünde ve arkasında sadece ufak bez parçası var hayvanlar gibi yayılmışlar dikenleri ve cehennemin dibinde yetişen zakkumları yiyorlar. Efendimiz aleyhisselam Ey Cibril bunlar kim diye sordu? Oda bunlar mallarının zekatlarını vermeyenlerdir diyor

         

 

فاتى على قوم بين أيديهم لحم نضيج فى قدور ولحم نيئ ايضا فى قدور خبيث فجعلوا يأكلون من ذلك النيئ الخبيث ويدعون النضيج الطيب فقال (ما هذا يا جبريل) قال هذا الرجل من أمتك يكون عنده المرأة الحلال الطيب فيأتى امرأة خبيثة فيبيت عندها حتى يصبح والمرأة تقوم من عند زوجها حلالا طيبا فتأتى رجلا خبيثا فتبيت عنده حتى تصبح

  Kainatın efendisi aleyhisselam Bir kavme rasladı önlerinde bir tencere içinde taze güzel etler. Ayrı kablarda da kokuşmuş kurtlu etler. Taze olan etlerden yemiyorlar kurtlu pis etlerden yiyorlar. Bunlar kimlerdir diye sorduğunda; bunlar ümmetinden bazı kimselerdir ki evlerinde temiz hoş helal hanımları varken onları bırakıp haram ve habis olan kadınlarla zina edip onlarla geceliyor. Ve de ümmetinden ol kadınlardır ki temiz eşleri varken pis erkeklerle zina edip onun yanında sabahlıyor.

         

«وكشف له عن حال من يقطع الطريق بضرب مثال فاتى عليه السلام على خشبة لا يمر بها ثوب ولا شىء إلا خرقته فقال (ما هذه يا جبريل) قال هذا مثل أقوام من أمتك يقعدون على الطريق فيقطعونه وتلا وَلا تَقْعُدُوا بِكُلِّ صِراطٍ تُوعِدُونَ

 Yol kesenlerin hali bir darbı mesel ile Seyyidul enbiya aleyhisselam efendimize keşfedildi; bir odun ki ona ne rastlarsa delip geçiyor. Bu nedir diye sorduğunda; Cebrail; bunlar yol kenarlarında oturup yol kesenlerin halidir dedi.

         

وكشف له عن حال من يأكل الربا اى حالته التي يكون عليها فى دار الجزاء فرأى رجلا يسبح فى النهر من دم يلقم الحجارة فقال (من هذا) فقال آكل الربا

 Faiz yiyenlerin ahiretteki halleri ona keşfolundu şöyleki; bir adam kandan bir nehrin içinde yüzüyor ve kendisine taş atılıyor. Efendimiz aleyhisselam Ey Cibril bunlar kimlerdir diye sorduğunda faiz yiyenlerdir diye cevap verdi.

 

 

وكشف له عن حال من يعظ ولا يتعظ فاتى على قوم تقرض ألسنتهم وشفاههم بمقاريض من حديد كلما قرضت عادت فقال (من هؤلاء يا جبريل) فقال هؤلاء خطباء الفتنة خطباء أمتك يقولون ما لا تفعلون.

  Vaaz edip kendisi vaazlanmayanın hali kendisine keşf edildi;  Bir kavim ki dilleri ve dudakları demir makaslarla kesiliyor, her kesildikce yerine yenisi yaratılıyor. Efendimiz aleyhisselam Ey Cibril bunlar kimdir diye sorduğunda bunlar ümmetinin fitnekar hatipleridir söylerler ama kendileri yapmazlar diye cevap verdi.

 

وكشف له عن حال المغتابين للناس فمر على قوم لهم اظفار من نحاس يخمشون وجوههم وصدورهم فقال (من هؤلاء يا جبريل) فقال هؤلاء الذين يأكلون لحوم الناس ويقعون فى اعراضهم وكشف له عن حال من يتكلم بالفحش بضرب مثال فأتى على حجر يخرج منه ثور عظيم فجعل الثور يريد ان يرجع من حيث يخرج فلا يستطيع فقال (ما هذا يا جبريل) فقال هذا الرجل من أمتك يتكلم الكلمة العظيمة ثم يندم عليها أفلا يستطيع ان يردها

          Gıybet edenlerin hali kendisine keşf edildi; Bir kavme uğradı ki demirden tırnaklarla yüz ve göğüslerini tırmalıyorlar. Efendimiz aleyhisselam Ey Cibril bunlar kimlerdir diye sorduğunda bunlar insanların şereflerine dil uzatıp gıybet edenlerdir diye cevap verdi.           

           Kötü kelam konuşanın hali kendisine darbı mesel olarak keşf edildi; Bir kayaya rastladı ki oradan büyük bir öküz çıkıyor sonra geri girmeye çalışıyor ama giremiyor. Bu nedir diye sorduğunda Bu Ümmetinden bir adamın halidir ki büyük bir laf konuşup pişman oluyor.Ama söylediği lafı geri alamıyor.

 


 

وكشف له عن حال من احوال الجنة فأتى على واد فوجده طيبا باردا ريحه ريح المسك وسمع صوتا فقال (يا جبريل ما هذا) قال هذا صوت الجنة تقول يا رب ائتنى ما وعدتني وكشف له عن حال من احوال النار فأنى على واد فسمع صوتا منكرا ووجد ريحا خبيثة فقال (ما هذا يا جبريل) قال صوت جهنم تقول يا رب ائتنى ما وعدتني:

Cennetin hali kendisine keşf olundu. Kokusu misk gibi olan serin ve temiz bir vadiye geldi ve bir ses duydu. Bu nedir Ey Cibril sordu? Bu Cennetin sesidir ki ‘vaad ettiklerini bana yolla ya Rabbi diye dua ediyor. Cehennemin hali kendisine keşf olundu. Kokusu pis olan bir vadiye geldi ve çirkin bir ses duydu. Bu nedir Ey Cibril sordu? Bu Cehennemin sesidir ki ‘vaad ettiklerini bana yolla ya Rabbi diye dua ediyordu.

ومر عليه السلام على موسى وهو يصلى فى قبره عند الكثيب الأحمر وهو يقول برفع صوته أكرمته وفضلته فقال (من هذا يا جبريل) قال هذا موسى بن عمران عليه السلام قال (ومن يعاتب) قال له يعاتب ربه فيك

Musa aleyhisselamın kabrine uğradı namaz kılıyor ve sonra yüksek sesle “Ona ikram ettin onu yücelttin değilmi diyordu? Kimdir bu sorunca? Musadır. Kime nazlanıyor deyince? Senin hakkında Rabbine nazlanıyor.

 

 

ومر عليه السلام على شجرة تحتها شيخ وعياله فقال (من هذا يا جبريل) قال هذا أبوك ابراهيم عليه السلام فسلم عليه فرد عليه السلام فقال من هذا الذي معك يا جبريل قال هذا ابنك محمد صلى الله عليه وسلم قال مرحبا بالنبي العربي الأمي ودعاله بالبركة

             Bir ağacın altında oturmuş bir ihtiyar ve ailesine uğradı Kimdir bu sorunca? Bu baban İbrahimdir dedi. Ona selam verdi oda selamını alınca yanındaki kimdir Ey Cibril diye sordu Oda oğlun Muhammed aleyhisselam dedi Oda ona merhaba arabi ve ümmi Nebi dedi ve bereketle dua etti.

 

 

 

ومضى عليه السلام حتى انتهى الى ايليا من ارض الشام وهو بالكسر مدينة القدس واستقبله من الملائكة جم غفير لا يحصى عددهم فدخلها من الباب اليماني الذي فيه مثال الشمس والقمر ثم انتهى الى بيت المقدس وكان بباب المسجد حجر فادخل جبريل يده فيه فخرقه فكان كهيئة الحلقة وربط به البراق

 Sonra Kudüse geldiler orada sayılamayacak kadar büyük bir melek topluluğu onu karşıladı. Sonra Beyti mukaddese geldiler Mescidin kapısındaki taşa Cibril elini soktu ve bir halka yaptı, burağı oraya bağladı

 

 

. وفى حديث ابى سفيان رضى الله عنه قبل إسلامه انه قال لقيصر يحط من قدره صلى الله عليه وسلم ألا أخبرك ايها الملك عنه خبرا تعلم منه انه يكذب فقال وما هو قال انه يزعم انه خرج من ارضنا ارض الحرم فجاء مسجدكم هذا ورجع إلينا فى ليلة واحدة فقال بطريق انا اعرف تلك الليلة فقال له قيصر ما أعلمك بها قال انى كنت لا أبيت ليلة حتى اغلق أبواب المسجد فلما كانت تلك الليلة أغلقت الأبواب كلها غير واحد وهو الباب الفلاني غلبنى فاستعنت عليه بعمالى ومن يحضرنى فلم يفد فقالوا ان البناء نزل عليه فاتركوه الى غد حتى يأتى بعض النجارين فيصلحه فتركته مفتوحا فلما أصبحت غدوت فاذا الحجر الذي من زاوية الباب مثقوب وإذا فيه اثر مربط الدابة ولم أجد بالباب ما يمنعه من الاغلاق فعلمت انه انما امتنع لاجل ما كنت أجده فى العلم القديم ان نبيا يصعد من بيت المقدس الى السماء وعند ذلك قلت لاصحابى ما حبس هذا الباب الليلة الا لهذا الأمر ولا يخفى ان عدم انغلاق الباب انما كان ليكون آية والا فجبريل لا يمنعه باب مغلق ولا غيره وكذا خرق المربط وربط البراق والا فالبراق لا يحتاج الى الربط كسائر الدواب الدنيوية فان الله تعالى قد سخره لحبيبه عليه السلام

               Bu hadise Ebu Sufyan hadisinde şöyle varid oldu. Müslüman olmadan önce Ebu Sufyan Kaysere ben sana onun bir yalanını haber vereyim mi? dedi. Kayserde nedir o? diye sorunca Muhammed iddia ediyorki bizim haremden sizin Mescidinize bir gecede gelip dönmüş. O zaman; mecliste hazır bulunan bir patrik “ben o geceyi biliyorum dedi” Kayser ona sen nereden biliyorsun dedi oda anlatmaya başladı:

           Hiçbir gece Mescidin kapılarını kapatmadan evime gitmezdim.Bir gece bütün kapıları kapattım biri müstesna.İşçileri çağırdım onlarda muvaffak olamadı ve bina çökme yapmış marangoz gereklidir dediler.  

 Sabah olunca baktım ki kapının yanındaki taşta bağlama izi ve bir delik var, kapınında kapatılmaya bir manisi kalmamış. O zaman eski ilimlerde bulduğum bir bilgiye göre ahir zaman Peygamberi, buradan göklere yükseltilecek o hadisenin o gece olduğunu anladım ve arkadaşlarıma kapının kapanmamasının miraca alamet olması için olduğunu bildirmiştim

          Herkesçe malumdur ki kapının kapanmaması ve Burağın bağlanması için delik açılması miraç hadisesine alamet olması içindir. Zira Cebrailin geçmesi için kapının açık olmasına ihtiyaç yoktur. Burağında kaçmaması için  dünya hayvanları  gibi bağlanmaya ihtiyacı yoktur.

 

 

ولما استوى عليه السلام على الحجر المذكور قال جبريل يا محمد هل سألت ربك ان يريك الحور العين قال (نعم) قال جبريل فانطلق الى أولئك النسوة فسلم عليهن فسلم عليه السلام عليهن فرددنعليه السلام فقال من أنتن قلن خيرات حسان نساء قوم ابرار تقوا فلم يدرنوا وأقاموا فلم يظعنوا وخلدوا فلم يموتوا ثم دخل عليه السلام المسجد ونزلت الملائكة واحيى الله له آدم ومن دونه من الأنبياء من سمى الله ومن لم يسم وقالوا الحمد لله الذي جعلك خاتم الأنبياء فنعم النبي أنت ونعم الأخ أنت وأمتك خير الأمم       Huriler Efendimiz aleyhisselama gösterildi onlara sordu siz kimsiniz onlarda; Biz çok  hayırlı temiz kadınlarız; kirlenmeyen temiz kalan kimselerin hanımlarıyız onlar hiç ölmeyecek ebedi kalacaklar dediler.

            Sonra mescide girdiler bütün melekler indiler Adem Aleyhisselam ile sonrasındaki bütün peygamberleri Allah diriltti, orada toplandılar. Efendimizi tebrik ettiler Seni peygamberlerin sonuncusu kılan Allaha hamd olsun dediler, Sen ne güzel bir peygamber ne güzel bir kardeşsin ve senin ümmetin ümmetlerin en hayırlısıdır dediler.

 

ثم قال جبريل تقدم يا محمد وصل بإخوانك من الأنبياء ركعتين فصلى بهم ركعتين وكان خلف ظهره ابراهيم وعن يمينه إسماعيل وعن يساره إسحاق عليهم السلام وكانوا سبعة صفوف ثلاثة صفوف من الأنبياء المرسلين واربعة من سائر الأنبياء

  Aleyhisselam buyurdu:  Cebrail aleyhisselam “öne geç nebilerden olan kardeşlerine iki rekat namaz kıldır” dedi. Ardımda İbrahim sağımda İsmail solumda İshak Aleyhimusselam durdu Üç saf Rasul dört saf Nebiler oldu.

 

(أخذني العطش أشد ما أخذني فأتيت باناءين فى أحدهما لبن وفى الآخر خمر فاخذت الذي فيه اللبن وكان ذلك بتوفيق ربى فشربته الا قليلا منه وتركت الخمر فقال جبريل أصبت الفطرة يا محمد) لان فطرته هى الملائمة للعلم والحلم والحكمة (اما انك لو شربت الخمر لغوت أمتك كلها ولو شربت اللبن كله لما ضل أحد من أمتك بعدك فقلت يا جبريل اردد علىّ اللبن حتى اشربه كله فقال جبريل قضى الأمر ليقضى الله امرا كان مفعولا ليهلك من هلك عن بينة ويحيى من حى عن بينة وان الله لسميع عليم

 Namazdan sonra o kadar susadım ki daha önce öyle hiç susamamıştım.Cebrail bana iki kap getirdi birinde süt diğerinde ise şarap vardı.Süt olanı aldım içtim dibinde azını bıraktım.

         Cebrail bana sütü tercih etmekle “fıtrata isabet ettin ya Muhammed dedi. Çünkü onda yumuşaklık ilim hilim ve hikmet vardır. Eğer şarabı içseydin Ümmetinin tamamı sapıtacaktı. Eğer sütünde tamamını içseydin senden sonra ümmetinden hiçbir kimse sapıtmayacaktı dedi. Bende o sütü bana geri iade et ki tamamını içeyim deyince oda iş taktir edildiği gibidir. Allahın taktiri olacaktır beyyineden helak olacak olanlar ve hayat bulanlar olacaktır dedi

 

(ثم قال لى جبريل قم يا محمد فقمت فاذا بسلم من ذهب قوائمه من فضة مركب من اللؤلؤ والياقوت يتلألأ نوره وإذا أسفله على صخرة بيت المقدس ورأسه فى السماء فقيل لى يا محمد اصعد فصعدت)

              Cibril bana kalk Ya Muhammed dedi kalktım baktım ki direkleri gümüşten inci ve yakuttan bezenmiş altın bir merdiven, o merdivenin aşağısı mescidin taşı üstünde, yukarısı ise semada. Bana; çık Ya Muhammed dendi, bende çıktım.

 

ثم قال (ثم انتهيت الى السماء الدنيا واسمها رفيع فأخذ جبريل بعضدي وضرب بابها به وقال افتح الباب) وانما استفتح لكون انسان معه ولو انفرد لما طلب الفتح ولكون مجيئه على خلاف ما كانوا يعرفونه قبل (قال الحارس من أنت قال جبريل قال ومن معك فانه رأى شخصا معه لم يعرفه قال محمد قال أو قد بعث محمد قال نعم قال (الحمد لله فتح لنا الباب ودخلنا فلما نظر الىّ قال مرحبا بك يا محمد ولنعم المجيء مجيئك فقلت يا جبريل من هذا قال هذا إسماعيل خازن السماء الدنيا وهو ينتظر قدومك فاذن وسلم عليه فدنوت وسلمت فرد عليه السلام وهنأنى فلما صرت اليه قال ابشر يا محمد فان الخير كله فيك وفى أمتك فحمد الله على ذلك)

                Dünya semasına vardım pazumdan cibril aleyhisselam tuttu ve semanın kapısına vurup kapıyı aç dedi. Bekçisi sen kimsin sorunca ben Cibrilim dedi. Bekçi yanındaki kimdir ben onu tanımıyorum diye sordu? Bu Muhammeddir diye cevap verince O peygamber olarak gönderildimi diye sordu oda evet dedi.

               Kapılar açılınca hamd ettim ve o melekle gözgöze gelince bana “merhaba ya Muhammed senin gelişin ne güzel oldu” dedi. Bende bu kimdir ey Cibril sordum o da bu İsmail adında dünya semasının bekçisidir dedi. Onunla selamlaştıkta sonra bana müjdelen ya Muhammed bütün hayırlar sendedir ve senin ümmetindedir dedi.

         

     فرأيت فيها كهيئة عثمان بن عفان فقلت بم بلغت الى هنا قال بصلاة الليل)

Orada Osman ibni affan suretinde bir kimse gördüm Sen buraya nasıl ulaştın diye sordum oda gece namazı ile dedi.

 

(ثم انتهيت الى آدم فاذا هو كهيئة يوم خلقه الله تعالى) اى على غاية من الحسن والجمال (وكان تسبيحه سبحان الجليل الاجل سبحان الواسع الغنى سبحان الله العظيم وبحمده فاذا هو تعرض عليه أرواح ذريته المؤمنين فيقول روح طيبة ونفس طيبة خرجت من جسد طيب اجعلوها فى عليين وتعرض عليه أرواح ذريته الكفار فيقول روح خبيثة ونفس خبيثة خرجت من جسد خبيث اجعلوها فى سجين قال عليه السلام (فتقدمت اليه وسلمت عليه فقال مرحبا بالابن الصالح والنبي الصالح))

                Yaratıldığı gün gibi güzel surette olan Adem aleyhisselama vardım Allahı tesbih ediyordu. Mümin olan ruhlar ona arz ediliyordu. Oda; tertemiz ruh, tertemiz beden, tertemiz bedenden çıktın geldin bunu İlliyyine yerleştirin buyurdu. Kafir olan ruhlar ona arz edildi oda pis ruh, pis beden; pis bedenden çıktın.bunu siccine atın buyurdu.Sonra ona doğru gittim ve selam verdim. Oda Merhaba salih evlat, salih nebi diye karşılık verdi.

 

    قال عليه السلام (ورأيت رجالا لهم مشافر كمشافر الإبل) اى كشفاه الإبل (وفى أيديهم قطع من نار كالافهار) اى الحجارة (التي كل واحد منها ملئ الكف يقذفونها فى أفواههم تخرج من ادبارهم قلت من هؤلاء يا جبريل قال أكلة اموال اليتامى ظلما)            

  Sonra  dudakları deve dudağı gibi adamlar gördüm ellerinde ateşten taşlar var onları ağızlarına atıyorlar makatlarından çıkıyor. Dedim bunlar kimdir dediler bunlar zulmen yetim malı yiyenlerdir.

 

(ثم رأيت رجالا لهم بطون أمثال البيوت فيها حيات ترى من خارج البطون بطريق آل فرعون يمرون عليهم كالابل المهيومة حين يعرضون على النار لا يقدرون ان يتحولوا من مكانهم ذلك) اى فتطأهم آل فرعون الموصوفون بما ذكر المقتضى لشدة وطئهم لهم والمهيومة التي أصابها الهيام وهوداء يأخذ الإبل فتهيم فى الأرض ولا ترعى او العطاش والهيام شدة العطش. وفى رواية (كلما نهض أحدهم خر) اى سقط (قلت من هؤلاء يا جبريل قال هؤلاء أكلة الربا)

 Bir takım adamlar gördüm karınları ev gibi, içine yılanlar doldurulmuş dışarıdan görülüyor (akvaryum gibi) Susamış devenin suya saldırması gibi sabah akşam cehenneme götürülüp getirilen Firavun ve adamları onların üstüne basıp geçiyor. Kalkmak istiyorlar ama karınlarının büyüklüğünden dolayı düşüyorlar.Sordum Ey Cebrail bunlar kimdir? Oda bunlar faiz yiyenlerdir dedi.

 

(ثم رأيت اخونة عليها لحم طيب ليس عليها أحد واخرى عليها لحم منتن عليها ناس يأكلون قلت يا جبريل من هؤلاء قال هؤلاء الذين يتركون الحلال ويأكلون الحرام)

 Sonra; içinde tertemiz etlerin olduğu bir sofra gördüm etrafında kimse yok;  içinde pis kokuşmuş etlerin olduğu başka bir sofra gördüm insanlar oradan yiyor bunlar kimdir diye sordum bunlar helalı bırakıp haramı yiyenlerdir dedi.  

 

(ثم رأيت نساء متعلقات بثديهن فقلت من هؤلاء يا جبريل قال هؤلاء اللاتي ادخلن على الرجال ما ليس من أولادهن اى بسبب زناهن)

                  Göğüslerinden çengele asılmış birtakım kadınlar gördüm bunlar kimlerdir sordum bunlar zinadan kazanmış oldukları çocukları kocalarına sendendir diye yutturmaya çalışanlar kadınlardır dedi

قال صلى الله عليه وسلم (ثم عرج بنا الى السماء الثانية فاستفتح جبريل قيل ومن معك قال محمد قيل أو قدبعث اليه قال نعم ففتح لنا فاذا انا با بنى الخالة عيسى بن مريم ويحيى بن زكريا عليهم السلام)

 İkinci kat semaya yükseldik aynı sual ve cevaplar vakı oldu kapı açılınca bir baktım ki iki teyze oğlu Meryemin oğlu İsa ile Zekeriyya oğlu Yahya  aleyhimusselam.Bana merhaba dediler ve hayırla dua ettiler 

 

(ثم عرج بنا الى السماء الثالثة فاستفتح جبريل فقيل من هذا قال جبريل قيل ومن معك قال محمد قيل أوقد بعث اليه قال نعم ففتح لنا فاذا انا بيوسف عليه السلام ومعه نفر من قومه وإذا هو اعطى شطر الحسن)

Üçüncü kat semaya çıktık  (aynı sual ve cevaplar vakı oldu) kapı açılınca baktım ki Yusuf aleyhisselam güzelliklerin yarısı ona verilmiş. Yanında da kavminden bir nefer vardı. 

 

(ثم عرج بنا الى السماء الرابعة فاستفتح جبريل قيل من هذا قال جبريل قيل ومن معك قال محمد قيل أوقد بعث اليه قال قد بعث اليه ففتح لنا فاذا انا بإدريس عليه السلام فرحب بي ودعالى بخير)

Dördüncü kat semaya çıktık (aynı sual ve cevaplar vakı oldu) kapı açılınca baktım ki İdris aleyhisselam bana merhaba dedi ve hayırla dua etti.

 

(ثم عرج بنا الى السماء الخامسة فاستفتح جبريل قيل من هذا قال جبريل قيل ومن معك قال محمد قيل أوقد بعث اليه قال نعم ففتح لنا فاذا انا بهارون عليه السلام ونصف لحيته بيضاء ونصف لحيته سوداء تكاد تضرب الى سرته من طولها وحوله قوم من بنى إسرائيل وهو يقص عليهم فرحب بي ودعالى بخير

Beşinci kat semaya çıktık (aynı sual ve cevaplar vakı oldu) kapı açılınca baktım ki Harun aleyhisselam sakalının yarısı siyah yarısı beyaz nerdeyse göbeğine uzanacaktı sakalı  yanında beni israilden kavmi vardı onlara vaaz ediyordu. Bana merhaba dedi ve hayırla dua etti.

 

(ثم عرج بنا الى السماء السادسة فاستفتح جبريل قيل من هذا قال جبريل قيل ومن معك قال محمد قيل أو قد بعث اليه قال نعم ففتح لنا فاذا انا بموسى عليه السلام فرحب بي ودعالى بخير) وكان موسى رجلا آدم طوالا كثير الشعر مع صلابته لو كان عليه قميصان لنفذ الشعر منهما وكان إذا غضب يخرج شعر رأسه من قلنسوته وربما اشتعلت قلنسوته لشدة غضبه ولشدة غضبه

قال عليه السلام (فلما جاوزت اى عن موسى بكى فقيل له ما يبكيك قال ابكى لان غلاما بعث بعدي يدخل الجنة من أمته اكثر ممن يدخل من أمتي) اى بل ومن سائر الأمم لان اهل الجنة من الأمم مائة وعشرون صفا هذه الامة منها ثمانون صفا وسائر الأمم أربعون

 Altıncı kat semaya çıktık (aynı sual ve cevaplar vakı oldu) kapı açılınca baktım ki  Musa aleyhisselam. Bana merhaba dedi ve hayırla dua etti. (Tüylü esmer çok heybetli idi iki gömlek giyse tüyleri dışarı çıkardı. Kızdığı zaman saçları takkesinden dışarı fırlardı)

                Yanından geçerken ağlamaya başladı. Neden ağlıyorsun sorulunca “Nasıl ağlamıyayım bu genç benden sonra peygamber oldu ama onun ümmetinden cennete girenler benim ümmetimden fazla olacak.               

 Hadisi şerifte buyruluyor “Cennete girenlerin tamamı 120 saf 80 safı Ümmeti Muhammed olacak geri kalan 40 safı diğer bütün peygamberlerin ümmetleri olacak”.

 Bu gün ehli sünnet saflarında yerimizi alırsak yarında cenneteki safımızda oluruz inşaallah.

                            

(ثم عرج بنا الى السماء السابعة فاستفتح جبريل قيل من هذا قال جبريل قيل ومن معك قال محمد قيل أوقد بعث اليه قال نعم ففتح لنا فاذا انا بإبراهيم عليه السلام قال هذا أبوك ابراهيم فسلم عليه فسلمت عليه فرد السلام ثم قال مرحبا بالابن الصالح والنبي الصالح(وإذا ابراهيم رجل اشمط جالس عند باب الجنة) اى فى جهتها والا فالجنة فوق السماء السابعة (على كرسى مسندا ظهره الى البيت المعمور

 

Yedinci kat semaya çıktık (aynı sual ve cevaplar vakı oldu) kapı açılınca baktım ki İbrahim aleyhisselam. Cebrail bana bu senin baban İbrahimdir ona selam ver dedi bende ona selam verdim. O selamımı aldı ve bana merhaba salih evlat merhaba salih peygamber dedi. İbrahim aleyhisselam cennetin kapısında oturmuş sırtını, Kabenin hizasında olup meleklerin tavaf ettiği ve bir daha kendisine sıra gelmediği yer olan Beyti ma’mura yaslamış.

 


 

وإذا انا بامتى شطرين شطر عليهم ثياب بيض كأنها القراطيس وشطر عليهم ثياب رمدة فدخلت البيت المعمور ودخل معى الذين عليهم الثياب البيض وحجب الآخرون الذين عليهم الثياب الرمدة فصليت انا ومن معى فى البيت المعمور

 Orada bir baktım ki Ümmetim! Ümmetim ikiye ayrılmış birinci kısmı üzerlerinde tertemiz kağıt gibi bembeyaz elbise var diğer kısmının elbisesi kirlenmiş lekeli. Ben beyti ma’mura girdim namaz kılmak için temiz elbisesi olanları içeri aldılar, kirli elbiselileri almadılar.

 

 

وجاء ان ابراهيم عليه السلام قال لرسول الله «اقرئ أمتك منى السلام وأخبرهم ان الجنة طيبة التربة عذبة الماء وان غراسها سبحان الله والحمد لله ولا اله الا الله والله اكبر

              İbrahim aleyhisselam geldi ve Efendimiz aleyhisselama dediki: Ümmetine benden selam söyle Cennetin toprağı çok temiz, suyu çok tatlı buyursun gelsinler.Cenettin ağacı Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illellahu vellahu ekberdir.

 

واستقبلتني جارية لعساء وقد أعجبتني فقلت لها يا جارية أنت لمن قالت لزيد بن حارثة)

Siyaha yakın dudaklı, çok güzel  bir cariye (huri)  önüme çıktı taaccub ettim sen kime aitsin diye sordum oda bana, ben Zeyd ibni harise’ye aitim dedi.

 

ورأى عليه السلام فى السماء السابعة فوجا من الملائكة نصف أبدانهم من النار ونصفها من الثلج فلا النار تذيب الثلج ولا الثلج يطفئ النار وهم يقولون اللهم كما الفت بين النار والثلج فالف بين قلوب عبادك المؤمنين

Yedinci kat semada gördüm bir takım melekler bedenlerinin yarısı ateş yarısı kar. Ateş kar’ı eritmiyor kar ise ateşi söndürmüyor.Onlar şöyle dua ediyor. “Yarabbi ateş ile kar ‘ı birleştirdiğin gibi mümin kullarının kalplerinide birleştir.

 

(ثم ذهب بي) اى جبريل (الى سدرة المنتهى) وهى شجرة فوق السماء السابعة فى أقصى الجنة إليها ينتهى الملائكة باعمال اهل الأرض من السعداء وإليها تنزل الاحكام العرشية والأنوار الرحمانية (وإذا أوراقها كآذان الفيلة)

              Cibril beni Sidretül münteha ya götürdü. Sidretül münteha; yedinci kat semanın üstünde bir ağaçtır cennetin en uzak yerinde, melekler iyi kulların amellerini oraya götürüyor, meleklere verilen hükümler oraya iniyor Rahmani nurlar oraya yağıyor. Yaprağının şekli fil kulağı gibi meyveleri küpler kadar rüzgar estiğinde öyle hoş tatlı tesbih ediyorki ruhlar duysa dayanamaz

 

                وأم فيها رسول الله ملائكة السموات فى الوتر فكان امام الأنبياء فى بيت المقدس وامام الملائكة عند سدرة المنتهى فظهر بذلك فضله على اهل الأرض والسماء

  Efendimiz Aleyhisselam vitir namazı için meleklere imam oluyor Yerde Peygamberlere gökte Meleklere imam oluyor.Bununla yer ve gök ehlinin en faziletlisi olduğu zahir oluyor.

 

ودخل عليه السلام الجنة فاذا فيها جنابذ اى قباب الدرّ وإذا ترا بها المسك ورمانها كالدلاء وطيرها كالبخت وانتهى الى الكوثر فاذا فيه آنية الذهب والفضة فشرب منه

Cennete girdim Köşkler gördüm kubbesi inciden orada kevser suyundan içtim suyu miskten hoş kokulu ve baldan tatlı altın gümüş tabaklar, Narları var küpler gibi meyvelerin hangisini alsan yerine daha hayırlısı bitiyor, kuşları var develer gibi

 

وغشى السدرة ما غشى من نور الحضرة الالهية فصار لها من الحسن غير تلك الحالة التي كانت عليها فما أحد من خلق يستطيع ان ينعتها من حسنها لان رؤية الحسن تدهش الرائي ورأى عليه السلام جبرائيلعند تلك السدرة على الصورة التي خلقه الله عليها له ستمائة جناح كل جناح منها قد سد الأفق اى ما بين المشرق والمغرب يتاثر من أجنحته الدر والياقوت- ويروى- ان جبريل لما وصل الى السدرة التي هى مقامه تأخر فلم يتجاوز فقال عليه السلام (أفي مثل هذا المقام يترك الخليل خليله) فقال لو تجاوزت لاحرقت بالنور

Sidretül müntehayı bir nur kapladı ki öyle renkler, nurlar  oranın güzelliğini anlatabilmek mümkün değildir

Orada Cebrail asıl hilkati üzere  altı yüz kanadı ile bana göründü buyuruyor Aleyhisselam efendimiz.    Kanatlarından inciler yakutlar saçılıyor.Bir kanadı ufuku kaplıyor. Kainatın serveri aleyhisselam ileri geçti Cebrail  ise makamında kaldı Efendimiz aleyhisselam ona; “Bu makamda dost dostu  yalnız bırakırmı neden gelmiyorsun?” buyurunca, “Şayet bir adım ileri geçsem elbette nurdan yanarım” dedi.

 

 

 

 

    فقال عليه السلام (يا جبريل هل لك من حاجة الى ربك قال يا محمد سل الله لى ان ابسط جناحى على الصراط لامتك حتى يجوزوا عليه)          

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem “Ey Cebrail Rabbinden bir hacetin varmı” sordu oda “Allah tan iste müsaade etsin kanatlarımı sıratın üstüne gereyimde ümmetin geçsin”dedi.

 

قال عليه السلام (ثم زج بي فى النور فخرق بي سبعون الف حجاب ليس فيها حجاب يشبه حجابا غلظ كل حجاب خمسمائة عام وانقطع عنى حس كل ملك فلحقنى عند ذلك استيحاش فعند ذلك نادى مناد بلغة ابى بكر قف فان ربك يصلى) اى يقول سبحانى سبحانى سبقت رحمتى على غضبى وجاء نداء من العلى الأعلى (ادن يا خير البرية ادن يا احمد ادن يا محمد فادنانى ربى حتى كنت كما قال ثم دنا فتدلى فكان قاب قوسين او ادنى)   

            Oradan ileri Allahın nuruna daldım bir nur kapladı beni ki yetmiş bin perde Allah ile aramdan açıldı Bir perdenin kalınlığı beşyüz senede açılır bir anda açıldı. Biri diğerine benzemeyen nurani perdeler. Meleklerin sesi kesildi beni öyle bir korku aldıki. O anda Ebu bekri Sıddıkın sesiyle nida edildi “Dur ya Muhammed Rabbin salat ediyor (Subhani subhani…) Yani ben beni  tesbih ederim tenzih ederim Rahmetim Gazabımı  geçmiştir buyuruyor.

        Aliyyul a’la mevla taladan nida geldi  Mevla mekandan münezzeh olduğu halde buyurdu“Ey mahlukatın en hayırlısı yanaş. Ey Ahmed yaklaş ey Muhammed yaklaş” Rabbim beni o kadar yaklaştırdı ki

 ثم دنا فتدلى فكان قاب قوسين او ادنى    ayetinde buyurduğu gibi oldu.

         Büyükler buyuruyor ki Efendimiz aleyhisselam son derece korkmuştu, ona en yakın olan dostu Hazreti Ebubekir sıddık efendimizin sesi ile ona nida edildi  ki korkusu gitsin.

 

ونادى جبريل من خلفه يا محمد ان الله يثنى عليك فاسمع وأطع ولا يهولنك كلامه فبدأ عليه السلام بالثناء وهو قوله (التحيات لله والصلوات والطيبات) اى العبادات القولية والبدنية والمالية فقال تعالى (السلام عليك ايها النبي ورحمة الله وبركاته) فعمم عليه السلام سلام الحق فقال (السلام علينا وعلى عباد الله الصالحين) فقال جبريل (اشهد ان لا اله الا الله واشهد ان محمدا عبده ورسوله) وتابعه جميع الملائكة

Cebrail geriden nida etti Ey Muhammed Rabbin sana sena ediyor dinle ve itaat et.Efendimiz aleyhisselamda senaya başladı

 التحيات لله والصلوات والطيبات

Sözle yapılan bütün tesbihler zikirler, ibadetler malla yapılan sadaka ve zekat gibi ibadetler, bedenle yapılan namaz, oruç, haç gibi ibadetler Allaha mahsustur.

 

Bunun Üzerine mevlamız:                                     

 السلام عليك ايها النبي ورحمة الله وبركاته

 

Selam senin üzerine olsun ey nebi Allahın rahmet ve bereketi de senin üzerine olsun deyince

 

 Efendimiz selamı sadece kendi üzerine almayıp

السلام علينا وعلى عباد الله الصالحين

Selam biz peygamberler cemaatinin ve Allahın bütün salih kulları üzerine olsun, dedi.

 O zaman Mevla buyurdu  Habibim ben aramıza cibrili bile sokmadım sen bütün ümmetini soktun. Orada da unutmadı bizleri ümmetini.

 Bunu duyan Cibrili emin ve bütün melekler gök yüzünü inleterek şöyle dediler buyurun

اشهد ان لا اله الا الله واشهد ان محمدا عبده ورسوله

 

فاورثنى علم الأولين والآخرين وعلمنى علوما شتى فعلم أخذ على كتمانه إذ علم انه لا يقدر على حمله غيرى وعلم خيرنى فيه وعلم أمرني بتبليغه الى العام والخاص من أمتي)

   Evvelkiler ve ahirkilerin ilimleri bana öğretildi ve çok ilimler öğretildi Bir ilim ki benden başkasından gizlenilmesi gereken bir ilim.çünkü benden başkası onu kaldıramaz.Bir başka ilim ki muhayyer bırakıldım öğretmemle öğretmemem arasında. Birde ümmetimden umum ve husus herkese tebliğ etmemle emr olunduğum bir ilim.

ومن جملة ما اوحى فى هذا الموطن من القرآن خواتيم سورة البقرة وبعض سورة والضحى وبعض الم نشرح لك وقوله تعالى هُوَ الَّذِي يُصَلِّي عَلَيْكُمْ وَمَلائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُمْ مِنَ الظُّلُماتِ إِلَى النُّورِ والوحى بلا واسطة

 O makamda ona surei bakaranın sonu duha suresinin bir kısmı inşirah suresinin bir kısmı ve ahzab suresi 43. Ayeti  تعالى هُوَ الَّذِي يُصَلِّي عَلَيْكُمْ وَمَلائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُمْ مِنَ الظُّلُماتِ إِلَى النُّورِ Vasıtasız olarak Allahtan dinledi.

فرض الله علىّ خمسين صلاة فى كل يوم وليلة

 Her gün ve gecede elli vakit namaz farz kılındı.

 


 

فنزلت الى ابراهيم فلم يقل شيأ ثم أتيت موسى) اى فى الفلك السادس (فقال ما فرض ربك على أمتك قلت خمسين صلاة قال ارجع الى ربك فاسأله التخفيف فان أمتك لا تطيق ذلك وانى والله قد جربت الناس قبلك وعالجت بنى إسرائيل أشد المعالجة) يعنى مارستهم ولقيت الشدة فيما أردت فيهم من الطاعة قال عليه السلام (فرجعت الى ربى) يعنى رجعت الى الموضع الذي ناجيت ربى فيه وهو سدرة المنتهى (فخررت ساجدا فقلت اى ربى خفف عن أمتي فحط عنى خمسا فرجعت الى موسى وأخبرته قال ان أمتك لا تطيق ذلك قال فلم ازل ارجع بين ربى وموسى ويحط خمسا خمسا حتى قال موسى بم أمرت قلت أمرت بخمس صلوات كل يوم قال ارجع فاسأله التخفيف فقلت قد راجعت ربى حتى استحييت ولكن ارضى واسلم (فلما جاوزت نادى مناد أمضيت فريضتى) يعنى قال الله تعالى يا محمد هى خمس صلوات فى كل يوم وليلة بكل صلاة عشر فتلك خمسون صلاة كما قال مَنْ جاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ أَمْثالِها

              Efendimiz geri döndüm İbrahim aleyhisselamın yanına indim o bana bir şey demedi sonra Musa aleyhisselamın yanına indim Rabbin ümmetine neyi farz etti dedi.Bende elli vakit namazı dedim. O da rabbine geri dön bunu hafifletmesini iste çünkü senin ümmetin buna takat getiremez Vallahi ben bu insanları senden önce tecrübe ettim.

              Sidrei müntehada Rabbimle münacaat ettiğim yere geri döndüm secdeye kapanıp ey Rabbim ümmetime hafiflet diye yalvardım. Beşi indirdi Musanın yanına geri döndüm ve bunu haber verdim.Musa aleyhisselam senin ümmetin bunada takat getiremez dedi.

                Beş vakit kalıncaya kadar Musa aleyhisselam ile Rabbim arasında gidip gelmeye devam ettim. Beş kalınca Musa aleyhisselam dön ve hafifletilmeyi iste deyince ben Rabbime çok müracaat ettim artık haya ediyorum buna razıyım ve teslim oldum dedim.

  

                Oradan ayrılınca bir münadi şöyle nida etti “her gün ve gece için beş vakittir ama on ile katlanarak elli olmuş kabul ettim. “Zira kim bir hasene getirirse onun için en az on katı vardırdır”

. مَنْ جاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ أَمْثالِها Enam 160

 

 (أكثروا من الصلاة على موسى فما رأيت أحدا من الأنبياء أحوط على أمتي منه) وجاء (كان موسى أشدهم على حين مررت به وخيرهم علىّ حين رجعت فنعم الشفيع كان لكم موسى)

Efendimiz Aleyhisselam buyurdular: Musa aleyhisselama çok salat edin çünkü ümmetime ondan daha düşkününü görmedim.

Musa kendisine uğradığım zaman en şiddetlisi idi dönerken bana en hayırlısı oldu. O sizin ne güzel şefaatcınızdır.

           

 

           

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (رأيت ليلة اسرى بي الى السماء تحت العرش سبعين مدينة كل مدينة مثل دنياكم هذه سبعين مرة مملوءة من الملائكة يسبحون الله ويقدسونه ويقولون فى تسبيحهم اللهم اغفر لمن شهد الجمعة) اى صلاتها(اللهم اغفر لمن اغتسل يوم الجمعة) اى لصلاتها

 Miraca çıkarıldığımda arşın altında yetmiş şehir gördüm her şehir sizinki nin yetmiş katı her biri meleklerle dolu herbir melek “ Allahım cumada hazır olanı ve cumada gusl edeni bağışla” diye dua ediyor.

 

ورأيت ليلة اسرى بي مكتوبا على باب الجنة الصدقة بعشر امثلها والقرض بثمانية عشر فقلت لجبريل ما بال القرض أفضل من الصدقة قال لان السائل يسأل وعنده شىء والمستقرض لا يستقرض الا من حاجة)

 Cennetin kapısında “sadaka on katıyladır borç ise onsekiz katıyladır”. Yazılı olduğunu gördüm. Dedimki ey Cibril borç nasıl sadakadan üstün oluyor? Dediki sadaka isteyen var olduğu halde de isteyebilir; borç isteyen ise ancak ihtiyacından dolayı ister.

 

(ورأيت رضوان خازن الجنة فلما رآنى فرح بي ورحب بي وأدخلني الجنة وأراني فيها من العجائب ما وعد الله فيها لاوليائه مما لا عين رأت ولا اذن سمعت ورأيت فيها درجات أصحابي ورأيت فيها الأنهار والعيون وسمعت فيها صوتا وهو يقول آمنا برب العالمين فقلت ما هذا الصوت يا رضوان قال هم سحرة فرعون

               Cennetin bekçisi Rıdvan’ı gördüm beni gördüğüne çok sevindi merhaba deyip beni cennete girdirdi orada çok acayip nimetler gördüm. Allahın dostalarına vaad ettiği hiçbir gözün görmediği hiçbir kulağın işitmediği nimetler gördüm. Orada sahabemin derecelerini, pınarları ırmakları gördüm. “ Amenna bi rabbil alemin” diye bir ses duydum sorunca firavunun (iman etmiş) sihirbazlarıdır dediler

 

وسمعت آخر وهو يقول لبيك اللهم فقلت من هو قال أرواح الحجاج وسمعت التكبير فقال هؤلاء  الغزاة وسمعت التسبيح فقال هؤلاء الأنبياء ورأيت قصور الصالحينة

Sonra “ Lebbeyk Allahümme lebbeyk” diye bir ses duydum. Bu nedir sorunca hacıların ruhlarıdır denildi. Tekbir sesleri duydum gazilerdir, tesbih sesleri duydum Nebilerdir denildi. Salihlerin köşklerini gördüm.

               

 

وعرضت علىّ النار وان كانت فى الأرض السابعة فاذا على بابها مكتوب وان جهنم لموعدهم أجمعين) قال عليه السلام (وأبصرت ملكا لم يضحك فى وجهى فقلت يا أخي جبريل من هذا قال مالك خازن النار لم يضحك منذ خلقه الله ولو ضحك الى أحد لضحك إليك فقال له جبريل يا مالك هذا محمد فسلم عليه)   

                 Sonra; yedi kat yerin dibinde olduğu halde Cehennem bana gösterildi kapısının üzerinde Muhakkak ki cehennem kafirlerin tamamının vaad olunduğu yerdir yazılı idi.Bir melek gördüm hiç yüzüme gülmeyince sordum, bu cehennem bekçisi Maliktir  yaratıldığı günden beri hiç gülmedi eğer birine gülse idi elbette sana gülerdi dedi Cebrail Malike dediki selam ver ona oda bana selam verdi

 

 

    (فسألته ان يعرض علىّ النار بدركاتها فعرضها علىّ بما فيها وإذا فيها غضب الله) اى نقمته (لو طرحت فيها الحجارة والحديد لاكلتها وإذا قوم يأكلون الجيف فقلت من هؤلاء يا جبريل فقال هؤلاء الذين يأكلون لحوم الناس ورأيت قوما تنزع ألسنتهم من أقفيتهم فقلت من هم فقال هم الذين يحلفون بالله كاذبين ورأيت جماعة من النساء علقن بشعورهن فقلت من هن قال هن اللاتي لا يستترن من غير محارمهن ورأيت جماعة منهن لباسهن من القطران فقلت من هن قال نائحات) جمع نائحة وهى الباكية على الميت

 

Ondan bana cehennemin derekelerini göstermesini istedim olduğu gibi gösterdi.Orada Allahın öyle gadabı vardı ki eğer dünyanın bütün dağları ve demirleri ona atılsa erirdi.Orada leş yiyen bir kavim gördüm, bunlar kimdir dedim, gıybet edenlerdir denildi.

Dilleri enselerinden çekilen bir topluluk gördüm,sordum, Allah adına yalan yemin edenlerdir denildi.Sonra saçlarından asılmış kadınlar gördüm, namahremden sakınmayan kadınlardır denildi.Katrandan elbise giydirilmiş kadınlar gördüm, cenazede ağıtçı kadınlardır denildi.

 

 

 

فلما نزل الى السماء الدنيا نظر الى أسفل منه فاذا هو بهرج ودخان وأصوات فقال ما هذه يا جبريل قال هذه الشياطين يحومون على أعين بنى آدم حتى لا ينظروا الى العلامات ولا يتفكروا فى ملكوت السمواتونزل عليه السلام الى بيتالمقدس وتوجه الى مكة وهو على البراق او الى بيت أم هانى  

                  Sonra Efendimiz aleyhisselam dünya semasına getirilince orada bir kargaşa gördü,nedir bu sorunca bunlar, insanlar göklerin acaipliklerini görmesin diye engel olan şeytanlardır denildi. Oradan burak üzerinde beyti makdis e indirilip Mekkeye yöneldi.

 

                

روى- ان رسول الله صلى الله عليه وسلم لما رجع من ليلته قص القصة على أم هانئ وقال (انى أريد ان أخرج الى قريش فاخبرهم بذلك) فقالت أنشدك الله اى بفتح الهمزة اى اسألك بالله ابن عم اى يا ابن عمى ان لا تحدث اى لا تحدث بهذا قريشا فيكذبك من صدقك فلما كان الغداة تعلقت بردائه فضرب بيده على ردائه فانتزعه من يدها وانتهى الى نفر من قريش فى الحطيم هو ما بين باب الكعبة والحجر الأسود وأولئك النفر مطعم بن عدى وابو جهل بن هشام والوليد بن المغيرة فقال (انى صليت العشاء) اى أوقعت صلاة فى ذلك الوقتفقال ابو جهل كالمستهزئ صفهم لنا فقال عليه السلام قال أرأيت ان دعوت قومك تحدثهم ما حدثتنى قال (نعم) صاح قريش وعظموا ذلك وصار بعضهم يصفق وبعضهم يضع يده على رأسه متعجبا ومنكرا قالوا نحن نضرب أكباد الإبل الى بيت المقدس مصعدا شهرا ومنحدرا شهرا أتزعم انك أتيته فى ليلة واحدة واللات والعزى لا تصدقك وارتد ناس ممن كان آمن به

 

  Bu hadiseyi Ummu Hani’ye anlattı. Sabahleyin Kureyşe anlatmak için dışarı çıkmak istediğinde Ummu Hani Rasulullahın cübbesini tutarak  “Allah aşkına bunu onlara anlatma seni tasdik edenlerde seni yalanlar” dedi.

 

                  Rasulullah Efendimiz aleyhisselam Beytullahta hatım denilen yerde Mut’im bin Adiyy,Ebucehl bin Hişam ve Velid ibni Muğire gibi kimselere miracı anlattı. Ebu Cehil şöyle dedi. “Kavmini çağırsam bunları anlatırmısın” Efendimiz “evet” dedi. Oda herkesi çağırdı Efendimiz aleyhisselam da olayı anlattı Ebu cehil alaylı olarak “peygamberleri bize anlat” dedi Efendimiz de peygamberleri gördüğü gibi onlara tanıttı

 

               Onların kimisi ıslık çalarak kimisi alkış tutarak alaylı bir vaziyette “biz Beyti Makdise develerin ciğerine vurarak iki ayda gidip geliyoruz sen bir gecede gidip geldin ha!… Lat ve Uzza ya yemin olsun ki asla seni tastik etmeyiz” dediler. Hatta iman edenlerden irtidat edip küfre dönenler oldu.

 

 

وسعى رجال الى ابى بكر رضى الله عنه اى اسرع او مشى فقال ان كان قد قال ذلك فلقد صدق قالوا أتصدقه على

 Bir takım kimseler Ebu Bekre koştular.O da “Muhammed dediyse muhakkak doğru söyledi” diyerek tasdikledi. Bu halinden dolayı  Allah tarafından sıddik diye isimlendirildi.

 

 

 

وكان فيهم من يعرف بيت المقدس فاستنعتوه المسجد اى قالوا يا محمد صف لنا بيت المقدس كم له من باب أرادوا بذلك اظهار كذبه عليه السلام لانهم عرفوا انه عليه السلام لم يره قال (فكربت كربا شديدا لم اكرب مثله قط لانهم سألونى عن أشياء لم أثبتها وكنت دخلته ليلا وخرجت منه ليلا فقمت فى الحجر فجلى الله لى بيت المقدس فقالوا اما لنعت فقد أصاب

  Onların içinde Beyti makdisi bilenler “Ey Muhammed o mescidi bize anlat” . Gayeleri yalanını ortaya çıkartmak idi. Efendimizin  ondan önce mescide hiç gitmediğini biliyorlardı  Efendimiz buyuruyorki: “Bunu bana sorduklarında çok darlandım oraya gece gidip gelmiş ve pencerelerini saymamıştım. Allahu teala Beyt makdisi o anda bana gösterdi ve bende bakarak onlara anlattım”. Bunun üzerine orayı bilenler “doğru söylüyor” dedi.

فقالوا ما آية ذلك يا محمد اى ما العلامة الدالة على هذا الذي أخبرت فقال عليه السلام (آية ذلك انى مررت بعير بنى فلان بوادي كذا) (قد أضلوا ناقة لهم) وانتهيت الى رحالهم وإذا قدح ماء فشربت منه) قالوا فاخبرنا عن عيرنا قال (مررت بها فى التنعيم) (وانها تقدم مع طلوع الشمس يتقدمها جمل أورق (عليه غرارتان إحداهما سوداء والاخرى برقاء) فابتدر القوم الثنية اى الجبل فقال قائل منهم هذه والله الشمس قد أشرفت فقال آخر هذه والله العير قد أقبلت يتقدمها جمل أورق كما قال محمد عليه الغرارتان فتاب المرتدون وأصر المشركون وقالوا انه ساحر

 

                 “Bu haberine alamet nedir” sordular. Efendimiz aleyhisselam “falan oğularının kafilesine rastladım develerini kaybetmişlerdi ve o kafileden falanın suyunu içmiştim”.

 

               “ Bizim kervanımızdan haber ver” dediler. “Onlarada Ten’im de rastladım güneşin doğuşu ile gelirler.Önlerinde boz bir deve üzerinde biri siyah diğeri karışık renkli iki yük var” dedi. Hemen tepeye koştular içlerinden biri, “vallahi işte güneş doğuyor” bir başkasıda “vallahi işte kervan aynen Muhammedin dediği gibi önde boz bir deve üzerinde ise biri siyah biri alaca iki yük” dedi. Bunun üzerine mürtetler tevbe etti müşrikler küfürde ısrar edip “o elbette sihirbazdır” dediler.

                  

             Mirac hadisesi çok önem arz eden derslerin bulunmuş olduğu bir hakikattir. Sayfaların alamayacağı kadar Efendimizin, Erhamurrahimin olan yüce Mevlamızla mükaleme ve görüp görüşmesi olmuştur. Bu meyanda azıcıkta olsa ilmimiz artsın niyeti ile  Ruhul beyan tefsirinden İsra suresinin ilk ayetindeki tefsirleri özetle terceme etmeye gayret edip sizlerin istifadesine sunmaya çalıştım.

            Bize bunu nasip eden Allaha hamd,her yerde olduğu gibi Mirac da bile Ümmetini unutmayan Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize, bütün peygamberani izam ve Rusuli fiham efendilerimize, ehlibeyt ve Ashabına salatu selam eder; bizlere bu büyükleri sevdirip izlerinden gitmeye çalışmamıza vesile olan 21.Asrın Müceddidi Üstadımız Efendi hazretlerimi (K.S) tarafımızdan me’cur etmesini Allahtan niyaz eder siz çok kıymetli kardeşlerimiz Yüce Yaradan’a emanet ederiz.  Muvaffakiyet ancak Allahtandır.

 

                                                     Duacı aciz kardeşiniz Ahmet Mollahüseyinoğlu

YORUMLAR

WORDPRESS: 0