HomeMakaleler

RAMAZAN YAZILARI – MÜJDELER OLSUN

Ahmet MOLLAHÜSEYİNOĞLU Hocamızın Ramazan Ayı için Hazırladığı Yazılar. (Haftalık Olarak Yayınlanacaktır.) MÜJDELER OLSUN!... Bismillahirrahman

Ahmet Hocamızın Sesinden Yasin-i Şerif
RAMAZAN YAZILARI – ORUÇ SIHHATTİR VE ÇOK BÜYÜK BİR İBADETTİR
RAMAZAN YAZILARI – ZEKAT

a-molla-siteAhmet MOLLAHÜSEYİNOĞLU Hocamızın Ramazan Ayı için Hazırladığı Yazılar. (Haftalık Olarak Yayınlanacaktır.)

MÜJDELER OLSUN!…

Bismillahirrahmanirrahim.

Bizleri yoktan var eden, bu kadar nimetleri bizler için donatan,  biz kullarını çok acıdığı için peygamberlerin efendisini yollayan Allaha hamd; İki cihan serveri İnsu Cinnin peygamberi Muhammed Mustafa (sallellahu aleyhi vesellem)e, onun ehlibeytine ve tüm ashabına salat ve selam.

Muhterem okuyucularımız! Mevla’mıza ne kadar şükretsek azdır ki Rahmet kapılarının ardına kadar açılmış olduğu ve her iftarında binlerin cehennemden azat edileceği şu mübarek Ramazanı şerifin arefesindeyiz.

Ramazanı şerif on bir ayın sultanıdır. Her dakikası eşsiz kıymete sahiptir. Rabbimiz hiçbir bedel ödemeden kavuşturdu bizi bu kıymetli aya. Bundan dolayı çok sevinmeli ve müjde olarak addetmeli bu gelişi. Büyüklerimiz ne güzel nazmetmiş şu mısraları:

 

MÜJDE MÜMİNLER SİZE, İHSANI RAHMANDIR GELEN

ŞANINA TAZİM EDİN, BU MAHI ĞUFRANDIR GELEN.

ONDADIR FEYZİ HİDAYET, ONDADIR AFVU KEREM.

KADRİNİ BİL! MEVSİM İNZALİ KURANDIR GELEN.

İ’Dİ EKBER HER GÜNÜ, KADRİ MUBAREK HER GECE.

EHLİ İMANA NE MUTLU!  LUTFU SUBHANDIR GELEN.

ZULMET VE KASVETTEN AZAT ETMEYE SAİMLERİ

NURU İSLAM, NURU İMAN, NURU İRFANDIR GELEN.

Beyti kısaca tahlil etmeye çalışırsak:

Ey inanmış kimseler sizlere müjdeler olsun ki şu gelen ay; İnanan ve İnanmayan herkese nimet veren anlamına gelen Rahman sıfatına sahip Mevla’mızın karşılıksız vermiş olduğu bir nimettir.

Binaenaleyh şanına çok hürmet edin bu ay bağışlanma ayıdır.

Feyizler, bereketler, hidayetler, cömertlik sahibinin affı hep ondadır. Bu ayın kıymetini bilki üstünlüğünü kendisinden almış olduğu yüce kitabımız Kuranı kerim onda indirilmiştir.

İ’di ekber yani en büyük bayramdır onun her günü. Her gecesi çok mübarektir.

İnananlara ne mutlu ki noksan sıfatlardan münezzeh kemal sıfatlarıyla muttasıf olan Allahu teâlanın lütfüdür bu ay.

Bu ay oruçluları karanlıklardan ve karamsarlıklardan azat eder kurtarır. İslam’ın, İmanın, irfanın nurudur bu ay.

Ramazan ayı yaklaştığında Rasulullah (Sallal-lâhu Aleyhi ve Sellem) o ayın büyüklüğüne dikkat çekmek üzere taaccüp ifadesi kullanarak

“Sübhanallah! Neyi karşılıyorsunuz? O size yönelen şey ne acayip şeydir?” buyurdu

Beyhaki, Şu’abul-iman 3349

Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasulullah (Sallal-lâhu Aleyhi ve Sellem) ashabının Ramazân-ı şerifini kutlamak üzere:

“ Gerçekten mübarek bir ay olan ramazan ayı gelmiştir”

Ahmed ibni Hanbel,el-Müsned 2/230

 

Ramazanı şerife çok hürmet etmek, kıymetli tutmak, sevinmek ve başkaları tarafından sevinçle karşılanmasına vesile olmak lazımdır. Her tutulan orucun iftarında ve her kılınan teravihin sonunda bu nimeti bize nasip buyurduğundan dolayı şükretmemiz lazımdır. Nasıl şükretmeyelim ve sevinmeyelim ki Allah Zülcelâl hazretlerimiz bu aya kıymet vermiştir.

Allahu Teâlâ hac suresi 32.ayeti kerimede şöyle buyuruyor:                                                                                     “Her kim (ramazanı şerif ayı gibi) Allah’ın dininin nişanlarına tazimde bulunursa, şüphesiz ki bu, kalplerin takvasından kaynaklanmaktadır”.

İşte ramazanı şerife tazim ve saygı takvanın nişanı, takva da Rıza’i ilahinin alameti Rıza’i ilahi ise Cehennemim kalkanı oluyor biiznillah.

Bizi bizden, ana ve babamızdan çok acıyan Rabbimizin ikramıdır Ramazan.

Affetmek için bahaneler arayan Rahman Teâlâ’nın İhsanıdır Ramazan.

Af edilmek isteyenlerin sığınağıdır Ramazan

Müminlerin kaynaşma, dayanışma köprüsüdür Ramazan

Zengin ve fakirlerin aradaki setleri kırma vaktidir Ramazan

Kardeşliğin, kardeşliğimizin ilan ve ilamıdır Ramazan

Hayrın, bereketin şehridir Ramazan

 

Ramazanı şerife hürmet ve tazimin çok önemli olduğunu peygamberimiz aleyhisselamda şu hadisi şerif ile ilan etmiştir.

‘Her kim ramazan ayının girişiyle sevinirse Allahu Teâlâ onun cesedini ateşlere haram kılar.’

Başka bir hadisi şerifte ise

“O (Ramazan) imanlı kimse için bir ganimettir” buyrulmuştur.

Beyhaki Es-Sünenül-kübra sıyam 124

 

Ramazan nasıl kıymetli olmasın ki?

Bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olacak olan, insanlığı zulmetten aydınlığa çıkaracak olan, cehaletin değil, ilim ve hikmetin yayılmasına vesile olacak olan, adaleti, kardeşliği, hoşgörüyü, kul haklarını, sadece diriye değil ölüye bile saygıyı öğretecek olan Kur ani Kerim bu ayda indirilmiştir.

Nitekim ayeti kerimede şöyle buyrulmuştur:

‘Ramazan ayı ki doğru yolu gösteren hakkı batıldan ayıran Kuran onda indirilmiştir.’

 Bakara 185

 

İnsanlığın bütün dünyasını ve sonsuz olan ukbasını değiştirecek olan, hayatının her safhasında kendisine yol çizecek ve onu doğruya, güzele iletip başkalarının hakkına saygılı, başkaları tarafından saygın kılacak olan yüce Kuranın onda indirilişi elbette çok büyük bir hadise.

Rabbimizin “Bin aydan daha hayırlı” olarak vasfetmiş olduğu kadir gecesi bu ay içersinde.

Rabbimizin büyük bir Lütfü yine bu ayda tecelli ediyor ki azgın şeytanlar bu ayda zincire vuruluyor. Efendimiz aleyhisselam şöyle buyuruyor;

“O ayda azgın şeytanlar zincire vurulur. Binaenaleyh başka ayda yaptıklarına bu ayda ulaşamazlar”

                                                                                               Ahmedibni hanbel el müsned

         Rahmet peygamberi Efendimiz aleyhisselam  “Ramazan ümmetimin ayıdır” diyerek bu ayı ümmetine nispet etmiş, kıymet verilmesini emrederek yine biz ümmetine merhamet etmiştir.

Rahmeti bol Allah’ımızın rahmet peygamberinin rahmet ayında müjdelediği, af edilecek milyonların arasına dâhil olabilmek özellikle bu ay içersinde mümkün.

 

Ramazan ayının her gecesi iftar anında Allahu Teâlâ’nın cehennemden bir milyon azatlısı vardır. Cuma gecesi olduğunda ise her saat başı, hepsi de cehennemi hak etmiş olan bir milyon kişiyi azat eder.

                                                                                        Deylemi- terğibu Terhib

Ramazanı şerif yenilenmenin, geçmişi temizlemenin, kendini affettirmenin, tabiri caiz ise kilometreyi sıfırlamanın ayıdır. Çünkü bir hadisi şerifte şöyle varit olmuştur.

Her kim inanarak ve sevabını Allahtan umarak ramazanın gecelerini (Teravih gibi nafile ibadetlerle) kaim ederse; geçmiş günahları af edilir.

 

Her kim inanarak ve sevabını Allahtan umarak ramazanı oruçlu geçirirse; geçmiş günahları af edilir.

                                                                                                     Buhari iman 28 1/15

Her kim ramazan orucunu tutar, beş vakit namazını kılar ve beytullahı hac yaparsa o kişiyi bağışlamak Allah Teâlâ üzerine hak olur.

 

 

Her kim inanarak ve sevabını Allahtan umarak ramazanı oruçlu geçirirse; geçmiş ve gelecek günahları af edilir.

                                                          Ahmed ibni hanbel el-müsned 9011 feyzul kadir 8776

 

Ramazan ayı biiznillah geçmişin silinip temizlenmesine vesile olduğu gibi yine Mevla’mızın müsaadesi ile ömür var ise geleceğin iyi olma garantisidir. Çünkü iki cihan serveri aleyhisselam şöyle buyuruyor.

 

Ramazanı şerif salim olursa (mümkün mertebe günahsız ve huzuru kalple geçerse) bütün bir sene de selamette olur. Cuma günü salim olursa, bütün günler salim olur.

 

Ramazanı şerif bedenin sıhhati içinde büyük bir nimettir. Hariçte de tasdik olunacağı üzere birçok hastalar bu ayda şifa bulmuş hastalıklar izale olmuştur. Bu gün tıbben de tespit edilmiş olan bir hakikat vardır ki oda az, ölçülü, vakitli yemektir. İşte ramazan bu güzel alışkanlığı bize öğretecek biiznillah.

Yoksa Mevla’nın, bizim aç kalmamıza ne ihtiyacı olabilir ki. O emrettikten sonra hikmet ve neden araştırması yapmak bize düşmez. Bize ‘yarabbi sen emrettikten sonra’ deme edebine bürünmek yakışır. Ama yine de Allah Teâlâ bize orucu emretmekle nice hikmetleri bizim için halk etmeyi murat etmiştir. Anlayabildiğimiz hikmetlerden bir tanesi de beden sıhhatidir.

Yaradılış gayemiz ki Rabbimiz ayeti kerimede mealen ‘Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsin, beni bilsin ve bana ulaşsınlar diye yarattım’ buyuruyor. İşte bu gayeye yani kulluk vazifesine en büyük engel olan nefsin şehvetini kırmakta bu oruçla olabildiğinden bu bizlere emredilmiştir. Nefsin bu şehvetini ateşleyip azgınlaştıran aşırı yiyip içmektir. Yiyip içmek bırakılınca şehvet zayıf kalıyor; nefiste yaratıcısı karşısında pes etmek ve haddini bilmek durumuna geliyor.

Orucun farziyetini beyan eden ayeti kerimenin sonunda “Umulur ki muttaki olursunuz” buyrularak orucun bu illeti açıklanmış oluyor.

 

Bir hadisi şerifte de şöyle buyruluyor.

Şüphesiz ki şeytan, âdemoğlunun kan damarında dolaşıp akmaktadır o halde siz aç kalarak, onun kanallarını daraltın.

 

Şimdi bize düşen bizi ittikaya (Allahtan sakınmaya) ulaştırıp, kurbiyyet (Allaha yakınlık) kazanma vesilesi olan orucumuza halel getirecek söz ve davranışlardan kaçınarak Mevla’mızı razı etmektir. Mevla’mız bizden razı oldu mu da merhametlilerin en merhametlisi olan rabbimiz bize bol bol verecektir inşaallah.

 

Kâinatın efendisi sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyuruyor: ‘Şayet Allah Teâlâ yeryüzüne ve gökyüzüne konuşma izni verse idi elbette ramazanın oruçlusunu cennetle müjdelerlerdi’

                                                                                                              Deylemi

 

Elbette ramazanı şerifteki ameller katlanır çok hayır ve bereketler hâsıl olursa da; bu günlere hürmet etmeyip; ramazanmış, oruçmuş, iftarmış teravihmiş, namazmış fitre zekât hayır ve hasenatmış umrunda olmayanlar içinse büyük azap vesilesi olduğunu da unutmamak lazımdır.

 

Sahabei kiram efendilerimiz anlatıyor:

Rasulullah efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir gün hutbeye çıkarken birinci basamakta âdetinin dışında sesli olarak “âmin” dedi ikinci basamakta yine “âmin” dedi, üçüncü basamağa çıkınca tekrar “âmin” dedi. İndiğinde biz (Sahabeler) ona şu ana kadar işitip görmediğimiz şeyi senden duyduk dedik.

Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz; Bana Cebrail aleyhisselam geldi ve: Ramazana ulaşıp ta af edilmeyen (af edilecek amellere gayret edip affını talep etmeyen) Allah’ın rahmetinden uzak olsun dedi. Bende Âmin dedim. O (Cebrail), senin ismini duyup ta salâvat getirmeyen Allah’ın rahmetinden uzak olsun dedi. Bende Âmin dedim. O, ana babası veya onlardan birisi kendi yanında yaşlanmışta onların rızasını alıp (biiznillah) cenneti hak edemeyen Allah’ın rahmetinden uzak olsun dedi. Bende Âmin dedim.

Hakim el müstedrek 4/ 153 Buhari edebul müfred 644 sh 167 -168

 

Görüldüğü gibi kıymetli okuyucular hürmetsizlik Allah’ımızın gazabını celp ediyor, cehenneme giden yolları genişletip asfalt yapıyor. Denilecek ki hiç böyle şeyler duymamış, ezanı duyduğu halde hiç merak etmeyip bunun ne demek olduğunu araştırma ihtiyacı bile hissetmeyenler gibi ramazanda ne demek olduğunu bilemeyen vatandaşlarımız ne olacaklar.

Evet, can kardeşler bu kimseler için yapabileceğimiz en güzel hizmet onlara dua edip ehlisünnet bir âlimin sohbetine iştiraklerini sağlamaktır. Gerekirse ona hediyeler alarak, yalvararak yakararak.

Bizim maddi bir menfaatimiz olsa bir kimseyi bir yere götürmemiz icabet etse nasıl uğraşır o işi başarmanın çarelerini ararız; ondan daha fazla gayret; bu konuda olması lazımdır ki bu hassasiyeti Mevla’m cümlemize nasip eylesin Âmin

Zaten bir hadiste şöyle varit olmuştur:

Herkim ramazan ayında bir zikir (sohbet vaaz ilim) meclisinde bulunursa Allahu Teâlâ ona her adımına karşılık bir ibadet yazar kıyamet gününde ise benimle birlikte arşın altında bulunur.

Hepinizin Ramazanı şerifinizi tebrik eder, dünya ve ahiret saadet ve mutluluğu dileriz. Fi emanillah (Allaha emanet olun)

YORUMLAR

WORDPRESS: 0