HomeMakaleler

RECEBİ ŞERİF

MEVLAMIZIN KENDİSİNE NİSBET ETMİŞ OLDUĞU AY RECEBİ ŞERİF Ayları on iki yapıp dördünü haram ay kılan Allaha hamd Şabanı şerif benim, Ramazanı şerif de

MİRAÇ MUCİZESİ
İtikatımızı Tashih Edelim – Makale
RAMAZAN YAZILARI – MÜJDELER OLSUN

MEVLAMIZIN KENDİSİNE NİSBET ETMİŞ OLDUĞU AY RECEBİ ŞERİF

Ayları on iki yapıp dördünü haram ay kılan Allaha hamd Şabanı şerif benim, Ramazanı şerif de Ümmetimindir diyen Kainatın efendisi sallallahu aleyhi vesellem efendimiz ve Âli ashabına salat ve selam olsun .

 

قال رسول الله  صلى الله عليه وسلم «رجب شهرالله، وشعبان شهري، ورمضان شهرأمتى»

Receb,Allahu tealanın ayıdır.Şaban benim ayımdır. Ramazan ise Ümmetimin ayıdır.

 

إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللَّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِي كِتَابِ اللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ

Allah katında bulunan ( levhi mahfuz namındaki ) Allahın kitabında, gökleri ve yeri yarattığı günden beri ayların sayısı gerçekten on ikidir ki, bunlardan dördü haram aylardır.

 

            Bu haram aylar üçü peş peşe olup  zülkade, zülhicce ve muharremdir. Tek olan ise Recebi şeriftir. İslamın öncesinde de bu aylar haram olarak kabullenilmişti fakat canları istediğinde bu ayların yerlerini değiştirir gerekirse bu aylarda yasak olan savaş fiilini irtikap ederlerdi. Cehaletin ve rezaletin karanlıkları sona erip Medeniyetin, İlmin aydınlığı ortalığı kaplayınca bu ayların yerlerini değiştirme hadisesi sona erdi; fakat bu ayların hürmeti Savaş yapma dışındakilerde devam etti.

 

           İslamiyetin bidayetinde müşriklerin saldırması dışında yasak olan harp artık nesh edilmiş serbest bırakılmıştı. Zülkade ayında Müminlerin Taifi kuşatması bu görüşü takviye niteliğindedir.

Yapılan günahlara ve sevaplara verilecek karşılığın kat kat olması hususundaki bu haramlık (dokunulmazlık ) devam etmektedir. Beytullah ta kılınan namazın yüz bin ile katlanması da bu kabildendir.

 

            Ahmed ibni Hicazi (K.S) buyuruyorki: Cahiliyyet ehli bile bu aylarda savaşı bırakırken bir Müslüman nasıl olurda bu ay içersin de kardeşini gıybet eder, ona iftira eder, ırz ve haysiyetini rencide etmekten geri durmaz. Hele hele böyle bir iftira ehlisünnet Alimi olan birisine yapılmışken iftira edenleri destekler mahiyetinde konuşmalar yapmak mevlamızın hiç hoşuna gider mi?

 

            Recebi şerif hürmetine Rabbimizden niyazımız odur ki müfteriler Cübbeli Ahmet Hocamıza yapmış oldukları iftirayı itiraf etsin tövbe etsin; hocamız, anneleri ve biz sevenleri bu ızdırap tan kurtulalım.

 Allahu tealanın değer vermiş olduğu şeye değer vermek elbette çok çok mükafatı, kıymet vermemek önemsememek ise çok mücazatı gerektirir. Onun için çok değerli kardeşler Rabbimizin kendine nisbet etmiş olduğu ve ramazanı şerife hazırlık niteliği taşıyan şu mübarek ayda kendimize çeki düzen verelim.

 

           Yüce Allahımızın bize hiçbir karşılık almadan ihsanen, lütfen bahşetmiş olduğu nimetleri( ki bir tanesini bütün dünyaya değişmeyiz) hatırlayalım son derece edeb sahibi bir halde şükredip kendisine iltica edelim yalvarıp yakaralım tövbe ve istiğfar edelim.

 

          Elbette kul kusursuz olmaz ama arkadaşlar değerli kardeşler günahta ısrar Allahımızın kullarına yakışmaz dönelim yaptıklarımızdan pişman olalım zaten rabbimizde bundan hoşnut oluyor Kullarım siz günahsız kusursuz olmazsınız ama bana yalvarın benden isteyin.

 

          Ana veya baba olan veya olmaya aday bizler evlatlarımızın bizden “anneciğim anneciğim veya babacığım babacığım diye adeta yalvarırcasına bir şey istemesi ne kadar hoşumuza gidiyor. Her şeyi yoktan var edip asıl sahibi olan Allahımızı da bundan daha fazla memnun ve razı ediyor.

 

          Çölde yaşamı kendisine bağlı olan yiyecek ve içeceğini yüklemiş olduğu devesini kaybettikten sonra saatlerce aramasına rağmen bulamadığından bitap düşüp uyuya kalan biçarenin uyandığında devesini karşısında görmesine duyacağı sevinç ve mutluluktan daha fazla, kulun tövbesinden sevinen ve razı olan Rabbimizi darıltmak bizim için caiz olur mu? can yoldaşlar.

 

           Çok ibadet taat, züht ve takvasından mütevellit, bir kimsenin Allaha karşı kusur işlemesine asla ihtimal vermeyip “yarabbi kusur işleyenleri affetme” diye Mevla ya nazlandıktan sonra lihikmetin zelleye düşen Davut Aleyhisselam ın tövbesinden sonra Mevlamız kendisine şöyle buyurdu, bize de duyurdu:

«أنين المذنبين أحب إليّ من زجل المسبحين»

Ey Davut günahkar bir kulumun günahından pişman olup inlemesi, İbadetinden mağrur bir Abidin tesbihatın dan bana daha sevimlidir. Bunu duyan Davut Aleyhisselam  bize örnek olacak bir davranış sergileyip şöyle dua etti “Yarabbi günahından tövbe etmiş kullarla beraber beni de affet”

          Şair ne güzel söylemiş:

معصية اورثت ذلا وانكسارا             خير من طاعة اورثت عزا واستكبارا

 

رجب ثلاثة أحرف راء وجيم وباء فالراء رحمة الله والجيم جوده والباء بره.. الثانية: رجب إسمه الأصب لأن الرحمة تصب فيه صبا وإسمه أيضا الأصم لأن الحروب ترفع فيه فلا يسمع فيه للسلاح صلصلة، وقيل لأنه يرفع إلى الله إذا انقضى فيسأله الله تعالى من عمل عباده فيسكت ثم يسأله ثانيا فيسكت ثم يسأله ثالثا فيسكت ثم يقول يا رب أنت أمرت عبادك أن يستر بعضهم وسماني نبيك محمد صلى الله عليه وسلم الأصم فأنا الأصم سمعت طاعتهم دون معاصيهم،(وإسمه أيضا رجب واشتقاقه من الترحيب وهو التعظيم يقال رجبت الشيء إذا عظمته واسمه أيضا رجم بالميم لأن الشياطين ترجم فيه لئلا يؤذوا المؤمنين.. الثالثة: رجب لاستغفار الذنوب وشعبان لستر العيوب ورمضان لتنوير القلوب، وقيل رجب خص بالمغفرة من الله وشعبان بالشفاعة ورمضان بتضعيف الحسنات وقيل رجب شهر التوبة وشعبان شهر المحبة ورمضان شهر القربة، والله أعلم.

               Arapça metinde parantez içerisine aldığım yerde Receb ayı bitip Semaya yükselince Allahu tealanın üç kere kulların hallerinden sormasına rağmen O susmuş ve sonra şöyle cevap vermiştir :Ya rabbi kullarına günahlarını örtmeyi emrettin. Habibin bana Sağır ismini taktı ben sağırım. Ben onların iyiliğini duydum, kötülüğünü duymadım.

             Böylece ayına bile aleyhte şahitlik etmemesini öğreten, bizi anamızdan ve babamızdan daha fazla acıyan kollayan Rabbimize karşı ne kadar ibadet yapsak azdır.

 

فلا  تظلموا فيهن انفسكم                                                                                                                                               Tevbe suresinde ifade edildiği üzere nefislerimize günah işleyerek zulmetmememiz gerekir bu ay içerisinde.

            

           Her ne kadar her gördüğü hadisi şerife itiraz edip amel edilmemesini ilan etmeyi alışkanlık haline getiren ilahiyatçılar çoksa da bunun aksini ifade eden değerli ehlisünnet alimleri de yoktur denilemez. Yukarı da da ifade edildiği gibi bu ayın sevabı da artırılıyor, işlenen günahına da. Bu husustaki hadisi şerifleri nakletmeden önce şunu bilmeliyiz ki fezailul Âmal yani amellerin faziletini bildiren hadisi şerifler zayıf dahi olsa islamın temel kaide ve akidelerine ters düşmediği müddetçe onlar ile amel etmek caizdir, hatta Efendimiz aleyhisselamın hadisi şerifi bu konuyu iyice vuzuha kavuşturuyor.

قال رسول الله  صلى الله عليه وسلم ” لَا أَعْرِفَنَّ أَحَدَا منكُمْ اتاه عنى حديث, وَهُوَ مُتَّكِئٌ عَلَى أَرِيكَتِهِ يَقُولُ: اتلوا علي به قرأنا ما جاءكم عنى من خير قلته ام لم اقله فأنا اقوله وما اتاكم عنى من شر فانا لا أقول الشر مَا قِيلَ مِنْ قَوْلٍ حَسَنٍ فَأَنَا قُلْتُهُ “

           Sakın sizden birini kendisine benden bir hadis ulaştığında koltuğuna yaslanmış (laubali) vaziyette: Bana bu hususta Kurandan bir ayet okuyun derken rastlamayayım. Size benden gelen rivayet iyi bir amelse ben onu söylemiş olayım ya da olmayayım işte ben onu söylüyorum. Şerle alakalı bir şey size benden ulaşırsa (iyi bilin ki) ben şer söylemem. Güzel sözde ne söylenmişse ben onu demişimdir.

                                                                                                                                                                                    Ahmed ibni hanbel ibni Mace  Şerhul meanil asar3/516

                                          

ان رجب شهر عظيم يضاف الله فيه الحسنات ويمحو فيه السيئات وتستجاب فيه الدعوات ويفرج فيه الكربات                       

Şüphesiz Receb Allahu tealanın kendisinde sevapları katladığı, tövbe edenlerden günahları sildiği duaların kendisinde kabul edildiği ve sıkıntıların kendisinde açıldığı büyük bir aydır.

ومن صام يوما من شهر حرام كتب الله له بكل يوم شهرا                                                                           Haram aydan bir gün oruç tutana Allah teala her gününe karşılık bir ay yazar

صوم يوم من شهر حرام افضل من ثلاثين من غيره                                                                                              Haram aydan bir günün orucu diğerlerinin otuzundan efdaldir.

إذا كان يوم القيامة يقال أين الرجبيون فيخرج نور من الحجاب فيتبعه جبريل وميكائيل وإسرافيل حتى يتم الرجبيون بذلك النور فيبلغون الموضع الذي أعد لهم فيسجدون لله فيقال لهم ارفعوا رؤسكم فقد قضيتم ذلك في الدنيا وارتحلوا إلى منازل عزكم

           Kıyamet günü Receb ayının adamları nerededir? Denilir. Bunun üzerine Allahu tealanın azamet perdesinden bir nur belirip Cebrail, Mikail ve İsrafil Aleyhimusselam o nurun peşi sıra giderler. Böylece receb ayının adamları da, o nurun aydınlığında mahşer sahasını katederek kendileri için hazırlanmış bulunan özel makama varıp Allahu teala için secdeye kapanırlar.

          O sırada kendilerine: Başlarınızı kaldırın! Muhakkak ki siz bu vazifeyi dünyada Îfa ettiniz Artık ebedi istirahatı hak ettiniz.Buyurun izzetli makamlarınıza intikal edin! Diye Allahu teala tarafından nida edilir.                                

                                                                                                                       Nüzhetül mecalis

            Böyle değerli bir ayı gaflet içerisinde geçirmek elbette büyük bir yanlışlık olduğu malumdur. Fakat şunu da bilmek lazımdır ki yapmış olduğumuz ibadet ve taatlar bize faideli olması yanında başkalarına da yarar sağlayabilir. Bütün müminleri hatta bütün insanlığı düşünerek ibadete sarılmak lazımdır. Nereden bilirsin ki yapmış olduğun bir ibadet neticesinde Mevla teala bir gayri müslim e hidayet nasib etmeyecek.

            Kitaplarda varittir ki okunan bir ayet-el kürsi manen bir nur halinde denizden suyunu alır ve gider nasibi olanın kafasına yağar ve o damlacıklar neticesinde o kimseye Allah C.C hidayet yaratır.

            Yeni duyup çok etkilendiğim bir hadiseyi sizinle paylaşmak isterim. Biz Umrede iken İstanbul dan gelen Hoca hanımla gezen bir bacımızın karşılaşıp bizatihi kendisinden dinlemiş olduğu çok önemli ibret verici hadise: Aslen Yugoslav olup Türkiye ye yerleşmiş bir bacımız geçmişini kısaca şöyle izah ediyor!

            Ben on altı on yedi yaşlarında sokak ta bisiklet kullanırken bir anda yağan yağmurla birlikte manasını bilmediğim ve o zamana kadar hiç duymadığım ESTEĞFİRULLAH sözcüğü kalbime düştü eve geldim anne ve babama manasını sordum bilemediler. Bunu öğrenmek için çok araştırma yaptıysam da muvaffak olamadım.           

               Tahsilatımı bitirdikten sonra şarkıcı oldum çok iyi para kazanıyordum. Kazancımı hatta ailemin de birikimlerini bitirerek kalbime gelen Esteğfirullah kelimesinin manasını öğrenmek için Avrupa ve Amerika ülkelerinin birçoğunu dolaştıysam da bilene rastlayamadım

             Bir papaza gittim! Biz bocalayınca şarap alırız rahatlarız sende öyle yap diye cevap aldım.  Sonra Yahudi bir gençle tanıştım beraber kahve içtik bu kelimeyi sordum bilmiyorum dedikten sonra kalkarken kahve paralarını benim ödemem gerektiğini söyledi. Ben neden diye sorduğumda Biz Yahudiyiz herkesten üstünüz dolayısıyla kimseye hizmet etmez herkesten hizmet alırız diye tuhaf ve nefretlik bir söz söyledi.

           Sonra Budistleri buldum baktım ki onlar ineğe tapmakla kalmayıp fareyi de kutsallaştırmışlar. Hatta bir adamın fareyle aynı kaptan süt içtiğini görünce iyice tiksindim. Meditasyon için toprağı kazarken bir solucan öldürünce, neden onu öldürdün belki de senin annen olabilirdi o, bana denilince aradığımı bulamayacağımı anladım oradan da ayrıldım ama içimden bana cevap verebilecek bir kimseyle karşılaşmak için adeta dua ediyordum.

          Bir hava alanında Tunuslu birisiyle tanıştım Esteğfirullah ın manasını sorunca bunu bilmeyecek ne var diyerek izah etti o kadar huzur bulmuştum ki tarifi mümkün değil. Bana bir Kur’an-i kerim verdi ülkeme döndüm sürekli onu okuyor inceliyordum.

          Yılbaşı gecesi idi Kuran okuyor kimsenin beni bulmaması için dua ediyordum. Arkadaşlarıma rastladığımda yılbaşı gecesi neredeydin evinin ışıkları da yanmıyordu eğlenmek için seni bulamadık dediler. Halbuki ışıklarım sabaha kadar yanıyordu Kuranı inceliyordum. Allah beni buldurmadı onlara.

         Kurandan anlayamadığım yerleri soracak birisini bulmayı çok arzu ediyordum. Annem Türkiye ye git orada Sultan Ahmet camisi var orada birilerini bulabilirsin dedi ve öylede yaptım. Birisine bir şey sorarken oda bana sen namaz kılıyormusun? dedi bende hayır cevabını verince oda ne biçim Müslümansın Allah günde beş kere sana telefon açıyor cevap vermiyorsun diye sitem etti. Bana öğret deyince sen bir bayansın sana ya bir hoca hanım bulacağız ya da evleneceğiz dedi bende olur dedim. O benim hiçbir şeyim yok dedi bende olsun dedim ve evlendik. Beraber bir şehirde mandırada çalışmaya başladık. Şimdiye kadar yüzlercesine şarkı okuyorken şimdi ineklerle meşgul oluyordum, ama halimden çok memnundum hidayete ermiş çarşafı şerif dahi giymiştim.

          Patronumuz bizi bir yere götürecekti ama çarşafıma çok söyleniyordu. Bende çarşafımı çıkardım başörtüm ve tepeden tırnağa uzun elbisemle yola koyulduk yolda arabamız uçuruma yuvarlandı arabanın içindeki yumurtalar bile kırılmazken benim boynum zedelenince hatamı anladım ve yıllarca manasını öğrenmek için diyar diyar peşinde dolaştığım ESTEĞFİRULLAH kelimesini tekrarlayıp tövbe ettim ve bir daha Çarşafı şerifimi çıkarmadım.

           İşte kıymetli arkadaşlar Allah teala senin yapmış olduğun bir duadan bir ibadetten kimlere hidayet yaratacağına örnek olacak, beni gerçekten çok etkileyen bir hadise. Mühim olan ibret almaktır yoksa inkar çok kolaydır inanmam böyle şeylere dersin işin içinden çıkarsın. Aklıma uymayana ben inanmam demen acaba Ahirette de geçerli olacak mı? Bu önemlidir. Dil ıslak yerdedir tükrük bezlerim çalışıyor istediğimi söyler, istediğime inanır istemediğime inanmam demek sadece bu gün için geçerlidir, ya yarın?

              Bizleri aldatıp yanlış görüşlere sevketmeye çalışan insanlara dikkat etmek, ehlisünnetin dışında yanlış fikirler beyan eden kimseleri dinlememek lazımdır. Çünkü onlar bir tane yanlışını kabul ettirebilmek için doksan dokuz tane doğru konuşmaktan geri durmazlar. Zaten duran saat bile günde iki sefer doğruyu gösterir olduğuna dikkatinizi çekerim.

                Ahirette insanlar kendilerini saptıran kimselerden öç almak isteyeceğini Kurani kerim beyan ediyor

وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا (67) رَبَّنَا آتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْنًا كَبِيرًا (68)

Ya rabbi muhakkak biz efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik, onlarda bizleri saptırdılar Ey rabbimiz onlara azaptan iki katını ver ve büyük ve çok güçlü bir lanetle lanet et.

    

           Kendilerine Ahirette düşman olacağımız kimseleri, Allah  C.c. ve Rasulu sallallahu aleyhi vesellemi darıltarak dost ittihaz etmekten Mevlam hepimizi muhafaza eylesin. Recebi şerif ayımız mübarek olsun Şaban ve Ramazanı şerife kavuşmayı nasib eylesin.Dünya ve Ukba saadet ve mutluluğu cümlemize ikram eylesin.

           Ehlisünnetin kalesi olan 21.Asrın Müceddidi Üstadımız Efendi hazretlerimizi başımızdan eksik etmesin, kendilerine sıhhat, afiyet, uzun ömür ve en yüksek makamlar versin, onu bizden, bizi ondan cümlemizi Habibi edibi Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve sellem efendimizden Dünyada da Ahirette de ayırmasın

                                                                                                            Duacı aciz kardeşiniz Ahmet Mollahüseyinoğlu

YORUMLAR

WORDPRESS: 0